23. Hukuk Dairesi 2014/3677 E. , 2015/45 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 26.11.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7/1. maddesine göre inşaatın teslim süresinin 01.01.2002 tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendiğini, yine sözleşmenin 7/2. maddesine göre arsa sahibine ait dairelerin süresinde teslim edilmemesi halinde her bağımsız bölüm için aylık 200 USD kira kararlaştırıldığını, davalının yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, yapı kullanım izin belgesinin alınmadığını, teslimin gerçekleştirilmediğini, anılan sözleşmenin 12. maddesinde teslimin ne şekilde yapalacağının düzenlendiğini, buna göre, binanın yapı kullanım izin belgesi alınmış, tapu ve cins değişiklikleri yapılmış, otopark ve çevre düzenlemesi ile bitkilendirme ve çim ekimi yapılmış olarak teslimi gerektiğini, yine anılan sözleşmenin 13/9. maddesine göre, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan ve daha sonra inşaatın devamı sırasında yürürlüğe girecek olan her türlü yasal müeyyideden davalının sorumlu olduğunu, binalara ilişkin yönetim planı kurulduğunu, yeni kurulan yönetim tarafından daire başına aylık 150,00 TL aidat belirlendiğini, bu aidatın sözleşmenin 13/9. maddesi gereği davalının sorumluluğunda olduğunu ileri sürerek, 44 aylık 3 daireye ait toplam 26.400 USD cezai şartın işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil tarihindeki dolar kurunun TL karşılığı olarak tahsilini ve Haziran 2010"dan başlamak üzere daire başına 150,00 TL olarak belirlenen aylık yönetim giderinin şimdilik 1.350,00 TL"sinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 26.11.2001 tarihli sözleşmeden sonra 11.07.2003 tarihli ek sözleşme yapıldığını, bu sözleşmeye göre inşaatların bitim tarihi ve cezai şartların uygulanabileceği en erken tarihin 18.07.2008 tarihindan sonrası olduğu, çevre düzenlemesi ve sair işlerin Haziran 2008 tarihinde tamamlandığını, dairelerin kooperatif üyelerine ve dava dışı arsa sahib... 2008 yılı içerisinde teslim edildiğini, davacının davete rağmen devir teslimine gelmediğini, inşaatın bulunduğu adanın kanalizasyon şebekesine bağlantısının bulunmadığını, iskân için gerekli başvuruların yapıldığını ve sonucunun beklendiğini, müvekkilinin kusuru olmadığını, ortada geçici, kısmi ve objektif bir imkansızlık bulunduğunu, davalının site yönetimi tarafından toplanan aidati kat maliki sıfatıyla verdiğini, aidatların, sözleşmenin 13/9. maddesi ile bir ilgisi bulunmadığını, davacının kendisine verilen 3 daireden 1 tanesini 16.11.2009 tarihinde sattığını, bu nedenle 3 değil 2 dairesi bulunduğunu savunarak, davanın redddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,benimsenen ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yüklenicinin tacir olduğu, yaptığı inşaatların kullanılabilmesi için alt yapının en
azından temiz su şebekesi ve kanalizasyon şebekesinin bulunmasının zorunlu olduğunu bilmesi gerektiği, sözleşmeyi imzalamadan önce bu konuda gerekli idari araştırmayı yapması ve buna göre taahhütte bulunması gerektiği, davalı yüklenicinin bir konut yapı kooperatifi olduğu, yapıp bitirdiği inşaatları gerek kendi ortaklarına, gerekse arsa sahibi davacıya teslimi halinde içme suyu ve kanalizasyon şebekesinin bulunmaması nedeniyle bunların kullanılmasının fiilen mümkün olmadığını bilmek durumunda olduğu, sözleşmeyi imzalarken bütün bu hususları öngörmesi gerekirken, bu hususları düşünmeden sözleşme imzalayıp inşaatları alt yapı bulunmadan ve iskân ruhsatı olmadan bitirip, teslime hazır olduğunu bildirmesinin sözleşme hükümlerine uygun bir ifa sayılamayacağı, bu nedenle davacıya karşı dairelerin teslim edilmesi gereken 18.07.2008 tarihinden 20.08.2010 dava tarihine kadar olan kira kaybından, diğer bir anlatımla bilirkişi ek raporundaki (1) numaralı seçeneğe göre davacıya karşı sorumlu olduğu, davanın 26.400,00 USD+1.350,00 TL üzerinden açıldığı, davacı vekilinin 27.12.2011 tarihli dilekçe ile talebini 20.886,12 USD ile sınırlandırsa da, bunun davadan kısmen feragat anlamına geldiği, bu durumda dava değerinin davanın açıldığı miktar kabul edilip, reddedilen kısmın bu miktar üzerinden hesaplanması ve davalı vekiline bu miktar üzerinden vekalet ücreti verilmesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 14.800,00 USD"nin ödeme günündeki efektif kur karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi "" Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."" hükmünü içermektedir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde, gecikme tazminatının yasal faizi ile birlikte tahsili istemiş olup, mahkemece, hükmün gerekçe kısmında davacının faiz talebi konusunda herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmamış, hüküm fıkrasında ise 14.800,00 USD"nin ödeme günündeki efektif kur karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, davacının faiz istemi konusunda hükmün gerekçesinde herhangi bir tartışma yapılmamış olması ve hüküm fıkrasında bu istem ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.