3. Hukuk Dairesi 2018/1094 E. , 2018/1893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 10.05.2012 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla kendisine aylık 300.00 TL, müşterek çocuk için aylık 150.00 TL nafaka bağlandığını, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 500,00 TL"ye iştirak nafakasının ise 300,00 TL"ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ; müvekkilinin gelirinde artış bulunmadığını, yeniden evlendiğini, okulda hizmetli olup maaşında nafaka ve tazminattan dolayı kesinti olduğunu, lise eğitimi gören müşterek iki çocuğunun velayetinin kendisine verildiğini, onların geçimini sağladığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı ... vekili ve yargılama sırasında 18 yaşını bitiren davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırımı istemine ilişkindir.
1-Müşterek çocuk..."ın iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Türk Medeni Kanunu"nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.
Dosya içeriğinden, boşanma kararı ile birlikte müşterek üç çocuktan ikisinin velayetinin davalı babaya, müşterek çocuk 1997 doğumlu ..."in ise velayetinin davacı anneye bırakıldığı, müşterek çocuk ... için aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının ev hanımı olup, nafaka haricinde gelirinin bulunmadığı, aylık 300 TL’ye kirada oturduğu, davalının ise okulda hizmetli olup aylık 1.453,80 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği anlaşılmaktadır.
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Boşanma davası ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık üç yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı ... vekilinin yoksulluk nafakasının arttırılmasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
TMK"nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."
TMK"nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda dairemizin yerleşik uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Dosya kapsamından; tarafların 10.05.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği ve boşanma davasından bu davanın açıldığı tarihe kadar aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir.
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı ... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile nafaka miktarında arttırım yapılmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına, HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.