3. Hukuk Dairesi 2018/944 E. , 2018/1915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ...; ortaklığın giderilmesine karar verilen dava konusu taşınmaz üzerindeki 120 metrekare büyüklüğünde zemin katı ambar olarak kullanılan birinci katı konut olarak yapılmış betonarme bina, bu binanın hemen yanında 68 metrekare büyüklüğündeki tek katlı yığma yapılı üstü oluklu kiremitle örtülü bina ile 20 metrekarelik tek katlı etrafı duvarla çevrili ahır binasından oluşan muhdesatın kendisi tarafından yapıldığını, taşınmazın muhdesatla birlikte ihale sonucu 210.000 TL’ye satıldığını, davalıların kendisine ait muhdesat bedeli ayrılmadan taşınmazın tamamı üzerinden pay aldıkları için haksız zenginleştiklerini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 34.272 TL"nin yasal faizi ile davalılardan miras payları oranında tahsilini talep ve dava etmiş; davacının yargılama sırasında vefat etmesi üzerinde mirasçıları davacılar davaya devam etmişlerdir.
Davaya cevap veren davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile “33.736 TL alacağın 04.05.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen miktarlar oranında, davalılar ..., ... ..., ..., ..., ..., ...ve ölü davalı ... mirasçılar olan davalılar ve ölü ... Mirasçıların olan davalılar;
a- 5.622,6 0TL sinin davalı ... ...den,
b- 5.622,6 0TL sinin davalı ... mirasçısı olan davalılardan,
c- 1,874,20 TL sinin davalı ... ...den,
ç- 1.874,20 TL sinin ölü ... mirasçıları olan davalılardan,
d- 1.874,20 TL sinin davalı ... den,
e- 9.839,60 TL sinin davalı ... den,
f- 5,622,60 TL sinin davalı ... ... dan,
g- 1405,60 TL sinin davalı ...den tahsili ile davacılara ödenmesine” karar
verilmiş, kararın davalı ... ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairemiz 04/06/2013 tarih, 2013/6464 Esas ve 2013/9215 Karar sayılı ilamı ile ; “...818 sayılı BK.nun 61-66.maddeleri (6098 sayılı TBK."nun 77-82.maddeleri) gereğince, sebepsiz zenginleşme; ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, bina ve muhtesatın satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Diğer bir deyimle, taşınmaz mal üzerinde davacıların murisinin bu bina ve muhtesatı yapmış olsa idi kaç liraya satabileceği bilirkişiye tesbit ettirilmeli ve bilirkişinin bildireceği değerle binalar dahil yapılan satışta elde edilen satış parası içinde bulunan binalara ait kısım ve bundan davalıların payına isabet eden bölüm, orantı yapılarak hesaplanmalıdır.
Davacılara ait bina ve muhtesatın satış bedelinden davalılara ödenmiş olan paradan, yukarıda açıklanan orantı ile bulunacak kısım kadar, davalıların sebepsiz zenginleştiği, davacıların da aynı miktarda mamelekinde bir azalma olacağı (fakirleşeceği) kabul edilerek bu miktara karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir...” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile bu sefer; “9.631,71 TL alacağın;
1.605,29 TL sinin davalı ..."den,
1.605,29 TL sinin davalı ... mirascısı olan davalılardan,
535,09 TL sinin davalı ... ..."den,
535,09 TL sinin davalı ... ... mirascısı olan davalılardan,
535,09 TL sinin davalı ..."den
2.809,25 TL sinin davalı ..."den,
1,605,29 TL snin davalı ..."dan
401,32 TL snin davalı ...mirascısı olan davalılardan tahsili ile davacılara miras payları oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (9.5.1960 gün 1/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemenin ilk kararı sadece davalı ... tarafından temyiz edilmiş, ilk karar diğer davalılar tarafından temyiz edilmeyerek davacı taraf için usuli müktesep hak oluşmuştur. Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen davalılar lehine sonuç doğurması
düşünülemez. Davacının usuli kazanılmış hakkı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır. Davacı, dava dilekçesinde kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ...’dan 5.714 TL talep etmiştir. Mahkemece davalı ... yönünden 1,605,29 TL’nin kabulüne karar verildiğine göre davalı yönünden reddedilen miktar 4.108,71 TL olup, davalı lehine bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, reddedilen toplam değer üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.