Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16161
Karar No: 2017/7451
Karar Tarihi: 09.10.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/16161 Esas 2017/7451 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/16161 E.  ,  2017/7451 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, 13.08.2007-13.10.2010 tarihleri arasında fiilen çalıştığının tespitine, 13.10.2010 tarihinde emekliliğe hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R
    Dava, davacının dava dışı G.... geçen ve primleri ödenen 13.08.2007-13.10.2010 tarihleri arasında fiilen çalıştığının tespiti ile 13.10.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulü ile “davacının 13.08.2007-01.04.2010 döneminde dava dışı G.....ti.’nde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığı ve adı geçen işyerinden bildirilen çalışmaların geçerli olduğunun kabulünün gerektiğinin ve davacıya 13.10.2010 tahsis talep tarihini takip eden başı olan 01.11.2010 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının dava dışı .... işyerinden 13.08.2007-01.04.2010 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, davalı Kurum tarafından 12.11.2009 tarihindeki yerel denetim üzerine düzenlenen kontrol memuru raporu ile davacı ve bazı sigortalıların hizmetlerinin fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesi ile iptaline karar verildiği, davacının 10.12.1996-15.02.1997 tarihleri arasında 51 gün 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmasının olduğu, 01.09.1997- 31.08.2002 tarihleri arasında 5 yıl Tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, 06.07.1975-07.03.1977 tarihleri arasında geçen askerliğinden 601 günü borçlandığı, davacının talebi üzerine 01.11.2002 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığının başlatıldığı ancak hangi tarihler arasında kaç gün isteğe bağlı sigortalı olduğunun belli olmadığı, davacının 13.10.2010 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Kısmi yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli şartlar 506 sayılı Kanun"un geçici 81. maddesinin (C) fıkrasının (a) bendinde; 23.5.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanacağı şeklinde düzenlenmiş, (c) alt bendinde ise 23.5.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları 24.05.2008-23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenlerin kadın ise 56, erkek ise 58 yaşında olması halinde yaşlılık aylığına hak kazanabileceği kabul edilmiştir.
    Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 01.11.2002-30.11.2003 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğu ve tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanacağı belirtilmiş ise de davacının hangi tarihler arasında kaç gün isteğe bağlı sigortalı olduğu dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Davacının şahsi sicil dosyası getirilmeden yaşlılık aylığı şartları irdelenip değerlendirilmeden karar verilmiş olması hatalıdır. Ancak davacının dava dışı .... nezdindeki hizmetlerinin geçerli kabul edilmesi ve belirtilen tarihlerde isteğe bağlı sigortalı olması durumunda dahi 3600 gün prim gün sayısı şartının yerine getirildiği, 506 sayılı Yasa’nın geçici 81. maddesinin (C) fıkrasının (b) bendinin (c) alt bendi uyarınca tahsis talep tarihinde 58 yaş şartını taşıması gerekmekte olup 03.04.1955 doğumlu olan davacının tahsis talebi sırasında 55 yaşında olduğu anlaşılmakla yaşlılık aylığı şartlarını taşıdığından söz edilemeyeceği açıktır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 09.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi