MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davalıların murisine ait taşınmazın sit alanında kalması nedeniyle takas programına alındığını, murise ihalelere katılma hakkı verildiğini, bu şekilde murisin ... parseli satın aldığını, daha sonra ... Belediye Başkanlığı tarafından ihalenin iptali istemiyle açılan davanın kabul edildiğini, ihalenin iptalinin ardından murise ait taşınmazın tekrar murise devredildiğini, satın aldığı ... parsel sayılı taşınmazın devri istenildiği halde üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle Hazineye devir yapılamadığını, taşınmazın bedeli kadar murisin sebepsiz zenginleştiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 655.444.00 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, aynı tarihte hükmün tashihine dair dilekçe ibraz edilmiş, mahkemece verilen ek kararla dosyanın temyiz edilmesi nedeniyle davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiş, ek karar da süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı HMK"nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davanın muris...mirasçıları... ve ... aleyhine açıldığı, bu şekilde yargılamanın yapıldığı, gerekçeli karar başlığında belirtilen isimlerin davalı olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.... nüfus kaydına göre ise mirasçı oğlunun isminin “...” olamayıp “...” olduğu belirlenmektedir.
O halde mahkemece; yargılama sırasında gerçek davalının “...” olduğu fark edilmeden yargılamaya devam edilmesi ve gerekçeli karar başlığında gerçek muris “...” isminin yazılması gerekirken; yazılı şekilde “...” ismi yazılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Davacı tarafından bu yönü amaçlayan temyiz ve tashih talepleri yerindedir.
2-)Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.