21. Hukuk Dairesi 2016/5155 E. , 2017/7491 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Mahkeme kararıyla kesinleşen maddi ve manevi tazminatın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline, 148.634.05.TL. üzerinden takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davalılar vekilinin aşağıdaki şekilde temyiz itirazlarının kabulüne,
2-Dava, 12.12.2006 tarihli iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının itirazın iptali niteliğinde önceki davada hüküm dışı kalan bakiye maddi zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptali ile 149.634,05 TL’nin kaza tarihi olan 12.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hesaplacak meblağ üzerinden icra dosyasında takibe devam edilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı asıl İsveren (Müflis) ... üstlendiği işte, davalı alt işveren ... işçisi olarak çalışırken, 12.12.2006 tarihinde gerçekleşen iş kazası neticesinde %66 oranında malul kaldığı, davacının aynı iş kazası nedeniyle 10.000 TL maddi ve 150.000 TL manevi tazminat istemini, Dörtyol 1. İş Mahkemesinin 2015/358 -296 Esas,- Karar sayılı dosyasında davalılar ile beraber Mapfre Genel Sigorta A.Ş.’ne karşı yönelttiği, iş bu dava dosyasında alınan hesap raporuna göre davacının maddi tazminat alacağının 252.898,57 TL olarak hesap edildiği, mahkemece gerekçede açıklandığı şekilde kurumca yapılan ödeme ve ilk peşin sermaye değeri tenzil edilerek tazminat alacağının 158.634,05 TL olarak belirlendiği, mahkemece verilen 09.07.2015 tarihli karar ile istemle bağlı kalınarak 10.000 TL maddi tazminat ile 90.000 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin önceki kararda talep harici kalan bakiye 148.634,05 TL maddi tazminatın tahsili için ....Müdürlüğünün 2014/739 Esas sayılı takip dosyasında ... ile ....e karşı 21.02.2014 tarihinde ilamsız icra takibi talebinde bulunduğu, ödeme emrinin ...’na 27.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 7 günlük itiraz süresi içerisinde itirazının bulunmadığı, 19.03.2014 tarihinde ise İcra İflas Kanunun (İ.İ.K.) 65.maddesine dayalı olarak gecikmiş itirazının kabulü istemi ile Dörtol İcra Mahkemesinin 2014/44 -169 Esas – Karar sayılı dosyasında dava açtığı, mahkemece verilen 15.07.2014 tarihli karar ile davanın kabulüne takibin durudurulmasına varar verildiği, kararın temyizi üzerine ise Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 03.03.2015 tarih 2014/29897 Esas, 2015/4710 Karar sayılı ilamıyla İ.İ.K. 65.maddesine uygun olmayan gecikmiş itirazın reddine karar verilmesi gerektiğine işaretle kararın bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde verilen 26/10/2015 tarih ve 2015/192 Esas, 2015/257 Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Davaya konu itirazın iptali müessesesi İcra İflas Kanu’nun 67/1. maddesinde düzenlenmiş olup, ilamsız icra takibinde, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Söz konusu davanın görülmesinde hukuki yararın varlığından söz edebilmek için öncelikle süresi içerisinde ileri sürülmüş bir itirazın varlığı gerekmektedir.
Somut olayda, davacı alacaklının davalı borçlu ... ve Mapfre Sigorta’ya karşı önceki davada hüküm harici kalan bakiye 148.634, 05 TL maddi tazminatın tahsili için ilamsız icra takibinde bulunduğu, davalı ...’nın İİK’nun 65.maddesi kapsamındaki gecikmiş itiraz talebinin İcra Mahkemesince kabulü üzerine iş bu temyize konu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmakta ise de; yargılamanın devamı sırasında, gecikmiş itiraz davasının reddine karar verilmesi ile beraber, icra takibi dosyasında takibin devamını engelleyen itirazın kalmadığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde itirazın iptali davasının konusuz kalması nedeniyle davaya konu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
3- Davalı ..... yönünden yapılan incelemede, anılan şirketin davadan önce iflasına karar verildiği anlaşılmakla, bu şirket hakkındaki davanın kayıt kabul davası niteliğinde olup, İş Mahkemesinde görülüp görülemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre .... Mahkemesinin 2011/910 Esas ve 2012/1365 sayılı dosyasında Davalı Sistem .... 19.12.2012 günü iflasına karar verilmiştir. Eldeki tazminat davası ise 13.05.2015 tarihinde açılmıştır.
İİK"nun 235. maddesine göre "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava açmaya mecburdur. 223. maddenin üçüncü fıkrasında hükmü saklıdır. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbete katılması gerektiği konusunda 297. maddenin son fıkrasına kıyasen on beş zarfında karar verir.
İtiraz eden, talebin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır...başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar."
İİK"nın 235/1. maddesi Ticaret Mahkemesini yetkili ve görevli olarak kabul etmiştir. Madde, alacak davalarının niteliği bakımından herhangi bir ayrım yapmamış ve tüm davalara Ticaret Mahkemesinin bakması gerektiğini emredici hüküm olarak ortaya koymuştur.
.../...
İflas hali görev kurallarını değiştirebilmektedir. İflas, tacir kişinin veya şirketlerin tüm mal varlığının tasfiyesini ve bu şekilde alacaklıların alacaklarına kavuşmasını hedefleyen hukuksal bir kurumdur.
İflas ile tacir – işverenin tüm hak ve yetkileri iflas masasına geçer. İflas eden işverenin tüm mal, hak ve borçları iflas masası tarafından toplanır. İflas idaresi oluşana kadar her türlü önlem ve işlemleri iflas idaresi yerine getirir. İflasın açılmasından sonra iflas eden işveren aleyhine dava açılamayacaktır. İşverenin iflası halinde, iflas eden borçlu işverenin herhangi bir davada davaya devam ehliyeti kalmaz. Vekili varsa vekalet ilişkisi sona erer. (818. s. BK. m. 397/1, 6098 s. T.B.K. m. 513/1) İflasın açılmasından sonra tüm yetki, temsil, hak ve yükümlülükler iflas idaresine geçer. İflas idaresi ile işçi arasındaki alacak davalarının İş Mahkemelerinde bakılacağına dair yasalarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İşte bu noktada, İcra Ve İflas Kanunu özel bir yöntemin izlenmesini şart koşmuştur. Buna göre, müflisten alacaklı olduğunu iddia eden işçi iflas dairesine başvurarak, alacaklı olduğunun kabulünü ve alacağının iflas masasına kaydının yapılmasını talep eder. İflas dairesi bu talebi uygun görürse işçi için sorun bu aşamada dava açmaya gerek kalmadan çözümlenmiş olacaktır. Ancak işçinin alacaklılık iddiası masa tarafından kabul edilmez ise, işçi TTK" nun 235/1. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemesinde 7 gün içinde sıra cetveline kabul davası açmak zorunda kalacaktır. Yasadanda açıkça anlaşıldığı gibi, iflas hali söz konusu olduğunda, işçinin işverenine karşı alacaklarından ötürü davasını (kayıt kabul davası) Ticaret Mahkemesinde açmak zorundadır.
Usul kurallarına göre, mahkemelerin görevi kamu düzenindendir.
Yargıtay 9.H.D. 30/09/2010 gün ve 2009/44751E., 2010/26566K, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/15518E, 2014/17588 K., Yargıtay (kapatılan) 7. HD. 12/05/2014,2014/3359 E., 2014/10477 K. sayılı kararlarında da görüldüğü üzere Yargıtay İş Daireleri çoğunluk kararlarında, işçi alacağı doğmadan önce şirket iflas ettiği takdirde artık davanın İİK" nun 235. maddesindeki prosedür uyarınca kayıt kabul davası şeklinde Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiği vurgulanmaktadır.
O halde, somut olayda İİK"nın 235.maddesinin amir hükmü karşısında, davalı ... hakkında davanın kayıt kabul davası olarak Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi ve bu nedenle mahkemece bu davalı yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davadan önce iflas eden bu şirket yönünden davaya devam edilerek hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi