17. Ceza Dairesi 2019/10108 E. , 2019/14176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
... ve ..."ın, hırsızlık suçundan Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b maddesi uyarınca dokuzar kez 2’şer yıl hapis; konut dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Kanun’un 116/1, 119/1-c maddeleri uyarınca dokuzar kez 12’şer ay hapis; aynı Kanun’un 151. maddesi uyarınca dokuzar kez 4’er ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına dair Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2012 tarihli, 2009/376 Esas, 2012/979 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21/05/2019 tarihli ve ... KYB sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının 28/05/2019 tarihli ve 2019/57029 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında;
“Dosya kapsamına göre, sanıkların, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 25/11/2014 tarihli ve ... 2 Karar sayılı ilamı ile zamanaşımı sebebiyle haklarında düşme kararı verilen dosyanın diğer sanıkları ... ve ... ile birlikte olay tarihinde .... yaylasında bulunan evlerden hırsızlık yapma konusunda anlaştıkları, fikir ve eylem birliği içerisinde dokuz müştekinin kapı ve pencerelerini kırmak suretiyle evlerine girip hırsızlık yaptıkları kabul edilmiş ise de, olayda birden fazla sanık bulunması, sanıklardan farklı eşyalar elde edilmesi ve bir kısmının da sanıklar tarafından satıldığının anlaşılması karşısında, arama ve elkoyma tutanakları ile suça konu eşyaların müştekilere teslimine ilişkin teslim tesellüm tutanakları karşılaştırılarak sanıkların gerçekleştirdikleri eylemlerin ayrı ayrı belirlenmesi ve yapılacak tespite binaen sanıkların hukuki durumlarının ayrı ayrı tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile tüm eylemler bakımından sanıkların müşterek fail olarak kabul edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 tarihli ve 3-2 Esas ve Karar sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarihli ve 2/29-56 Esas ve Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İnceleme konusu somut olayda:
5271 sayılı CMK"nin 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma; kesinleşmiş hakimlik veya mahkeme kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu yasa yolu ile kanunların aynı (tek) biçimde uygulanması, Yargıtay/istinaf denetiminden geçmeksizin kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Kanun yararına bozmanın konusu hukuka aykırılıkların giderilmesi olunca, ayrıntıları 26.10.1932 tarihli ve 29/12 sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı üzere, yasaya aykırılık halleri uygulamadaki yanlışlıklar ile esasa etkili usul hatalarından ibarettir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, temyiz/istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı başvurulabilmesi mümkün olup, kesin hükmün otoritesinin zedelenmemesi gerektiğinden, hukuka aykırılıkların ciddi boyutlara ulaşması yanında, maddi meseleye ilişkin kanıtların takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağı gibi hakimin takdir yetkisi kapsamına giren hususlar ile takdirin hatalı kullanılması ile ilgili hukuka aykırılıklar yönünden de kanun yararına bozma yasa yoluna gidilmesi olanaklı bulunmamaktadır. Yasa yolunun bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, sadece olağan denetim yolu olan temyiz/istinaf incelemeleri sırasında dikkate alınabilecektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede “...arama ve elkoyma tutanakları ile suça konu eşyaların müştekilere teslimine ilişkin teslim tesellüm tutanakları karşılaştırılarak sanıkların gerçekleştirdikleri eylemlerin ayrı ayrı belirlenmesi...” şeklindeki kanun yararına bozma talebinde hukuka aykırılık soyut ve genel bir şekilde ifade edilmişse de, mahkemenin değerlendirme ve gerekçelerinde hukuka aykırılık görülmediğinden söz konusu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 12/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.