3. Hukuk Dairesi 2016/11682 E. , 2018/2098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında dava dışı ..."a ait taşınmazın satışına ilişkin 06/08/2013 tarihli gayrımenkul alım satım ve komisyon sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ile 65.000 TL olarak belirlenen satış bedelinin 11.500 TL"sini sözleşme gereği tapu işlemlerinden önce peşin olarak ödediğini, taşınmazın başkasına satılması üzerine peşinat olarak ödediği bedel ile sözleşmede belirtilen cezai şartın kendisine iadesi için davalıya keşide edilen ihtarnameye rağmen bir ödemede bulunmadığını, bu nedenle alacağın tahsili için icra takibine giriştiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, emlakçı olduğunu, dava ve icra takibi konusu parayı davacıdan vekaleten aldığını ve sözleşme konusu taşınmazın sahibine verdiğini, bu sebeple TBK 40. maddesi gereğince temsil söz konusu olduğu için kendisinin taraf sıfatı bulunmayıp takip ve dava konusu talebin, ancak taşınmaz malikine karşı ileri sürülebileceğini belirterek, davanın reddi ile % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, adi yazılı şekilde düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesinin geçersiz olduğu ancak tarafların aldıklarını iade ile mükellef olup davacının ödediği parayı geri isteme hakkı bulunduğu, emlak komisyoncusu olan davalının TBK 40. maddesine göre temsilci durumunda olduğundan, anılan maddeye göre sözleşmenin hukuki sonuçlarının davalı değil temsil olunan taşınmaz sahibi üzerinde doğacağı, bu sebeple davacının ödediği peşinatın iadesi ile sair taleplerini temsil olunan/taşınmaz sahibine yöneltmesi gerektiği (davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden), bu sebeple de davalının kendisi hakkındaki icra takibine yaptığı itirazın usul ve yasaya uygun olup, davacının itirazın iptali talebinin doğru olmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava harici gayrımenkul alım satımı ve komisyon sözleşmesi gereğince peşinat olarak ödenen miktarın iadesine ilişkin olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Peşinat olarak 11.500,00 TL"nin davacı tarafça ödendiği hususu taraflar arasında ihtilaf konusu olmayıp uyuşmazlık peşinat olarak ödenen bu miktarın komisyoncu olan davalıdan tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine itirazın yerinde olup olmadığı yani ödenen peşinatın komisyoncu olan davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Kural olarak, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir (TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunu ..., Noterlik Kanunu 60.maddesi). Geçersiz olduğu için de, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haklı bir sebep olmaksızın mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Bu sebeple geçerli olmayan bir sözleşme dolayısıyla ödenmiş bulunan peşinatın geri verilmesi, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istenebilir.
Somut olayda, dava dışı...a ait taşınmazın, davacı ile davalı tarafından imzalanan 06/08/2013 tarihli ... Emlak Komisyoncuları Odası Gayrımenkul Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesi başlıklı sözleşme ile 65.000 TL bedelle davacıya satılarak 11.500 TL"nin peşinat olarak alındığının sözleşme üzerinde belirtildiği, sözleşmenin alıcı sıfatıyla davacı ve komisyoncu sıfatıyla davalı tarafından imzalandığı ancak dava dışı taşınmaz maliki ..."un sözleşmede imzası bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu sözleşme, üzerinde imzası bulunmayan dava dışı taşınmaz maliki satıcı ... hakkında hüküm doğurmayacak, sözleşme üzerinde imzası bulunan davalı yönünden ise bağlayıcı olup davacı bu sözleşme gereği davalıya ödediği miktarı sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalıdan talep edebilecektir.
Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.