14. Hukuk Dairesi 2016/390 E. , 2018/5472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.07.2008 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 13.12.2012 tarih, 2012/4585 Esas, 2012/15073 Karar sayılı bozma ilamına uyularak duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ya da tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, "... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı Belediyeler yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, eski hale ihya isteğinin kabulüne" dair verilen hükmün, davacı ... vekilince temyizi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin, 13.12.2012 tarih, 2012/4585 Esas 2012/15073 Karar sayılı ilamıyla “...dava dilekçesinde çekişme konusu kök parselin son imar uygulaması ile 4898 ada 3 nolu imar parselinde kaldığı iddia edildiği halde, mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişinin dava konusu ihdas parselinin 4898 ada 2 nolu imar parseline isabet ettiğini bildirdiği, ancak ... 1. Bölge ... Sicil Müdürlüğü"nün evrak arasına sunulan 11.03.2008 tarihli yazısında 4898 ada 2 parselin ... kaydına rastlanmadığının belirtildiği, diğer taraftan; tüm dosya kapsamından, anılan parselin 03.11.1998 tarihinde düzenleme ile oluştuğu ve 10.08.2007 tarihinde yeniden imar görerek kaydının kapandığının anlaşılması karşısında, çekişme konusu yerin ... Büyükşehir Belediyesince 2007 yılında yapılan son imar düzenlemesinde geometrik olarak hangi imar parseli içinde kaldığı husususun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin olarak ortaya konulmadan ve bu husustaki çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile yetinilmek suretiyle sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan; davanın açılmasına davalı ... Büyükşehir Belediyesi ile ... Belediyesi"nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek ... Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği ... Belediyesi"nin sorumlu olduğu halde, davalı ... ... ile ... yönünden husumet yokluğundan ret kararı verilmiş olması isabetsizdir.
Diğer taraftan; imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması ve ... adına tescil yönünde hüküm kurulmamış olması da yerinde olmadığı gibi, ihya isteği kabul edildiği halde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması da doğru değildir. ....” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; "... hakim değişikliği nedeni ile önceki tutanaklar okundu şeklinde bir cümle ile hakim değişikliği tutanağa yazılıp yargılama kaldığı yerden sürdürülüyor ise de, keşfin yapılması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının denetlenmesi gibi önceden toplanan delillerle yorum ve değerlendirmede zorluklarla karşılaşılacağı, usul hükümleri ve ekonomisi gereğince yeniden aynı delillerin toplanması imkanı olmadığı, davayı tarafların hazırlaması ilkesi gereğince yeniden delil istenmesinin de mümkün olmadığı, yoğun iş yükü ve çalışma süreci altında adil yargılama süresini de geçmemek üzere yargılamayı hızlandırarak değerlendirme yapılıp, tarafsızlık ilkesi de korunularak toplanan deliller değerlendirilerek davanın reddi sonucuna ulaşıldığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunlu olup, bu durum usuli kazanılmış hakkın bir gereğidir. Kaldı ki imar parsellerinin hukuki dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK"nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Buna göre kadastral parsellerin gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal edilip eski kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş, dava dilekçesinde çekişme konusu kök parselin son imar uygulaması ile 4898 ada 3 nolu imar parselinde kaldığı iddia edilmesine rağmen, mahallinde 14.09.2009 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 27.10.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda, dava konusu ihdas parselinin 4898 ada 2 nolu imar parseline isabet ettiğinin belirtildiği, ancak 27.05.2014 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 12.06.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda, dava konusu ihdas parselinin 4898 ada 3 nolu imar parseline isabet ettiğinin belirtildiği, her iki raporda da çekişme konusu yerin ... Büyükşehir Belediyesince 2007 yılında yapılan son imar düzenlemesinde geometrik olarak hangi imar parseli içinde kaldığı husususun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin olarak ortaya konulmadığı, kök parselin kadastral sınırları ile bu sınırlar üzerinde iptal edilen imar uygulamaları sonucu oluşturulan imar parsellerinin ayrıntılı ve açık bir şekilde çakıştırmalı kroki ile gösterilmediği anlaşılmıştır. İki rapor arasındaki çelişki giderilmeden noksan inceleme ve soruşturma ile bozma ilamına aykırı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.