Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11264
Karar No: 2018/2194
Karar Tarihi: 08.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/11264 Esas 2018/2194 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/11264 E.  ,  2018/2194 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile 2013 yılında boşandıklarını, kararın 2014 yılında kesinleştiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı ve davalının ailesi tarafından zorla alınarak davalının babasına verildiğini ileri sürerek, düğün merasimi sırasında takılan 10 adet bilezik, 50 adet çeyrek altın, 1 adet tam altın, 9 adet yarım altın, kolye ve küpe seti, tek taş yüzük ve alyansın aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 22.220,00-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; ziynet eşyalarının bir bölümü ile davacının evlenmeden önce çektiği kredi ödemesi için bozdurulup kredisinin kapatıldığını, bir kısmı ile de ev ihtiyaçları için yine rızası ile bozdurulduğunu, kalan kısmın davacıda kaldığını ancak ne kadar ve hangi ziynet eşyaları kaldığını bilmediğini, evden ceketini alarak terk ettiğini, hiç bir şey almadığını belirtmiştir.
    Mahkemece; düğünde takılan paralarla düğün salonu parasının ödendiği, diğer takılan ziynetlerle ilgili olarak da davacının rızası ile bunların bozdurularak borçların kapatıldığı ve davacının rızasının da tanıklarca dile getirildiği gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, düğün töreninde hediye edilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, düğünde hediye edilen ziynetlerin davalı tarafça alınıp bozdurularak harcanıp harcanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
    Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir.Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer.Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür.
    Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür.
    Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.
    Hukuk Genel Kurulunca da; davalı eş tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından iade edilmemek üzere verildiğine ilişkin ispat yükü davalı eşte olduğu hususu benimsenmiştir.(HGK 03.07.2013 tarih ve Esas:2012/6-1849 ve Karar:2013/1006)
    Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı düğünde takılan ziynetlerin davalı ve davalının ailesi tarafından zorla alınarak davalının babasına verildiğini ileri sürmüş, davalı ise ziynetlerin davacıdan alındığını kabul etmiş ancak ziynetlerin bozdurularak bedellerinin ortak ihtiyaçlar için harcandığını savunmuştur. Bu durumda davacı takıların davalının zilyetliği ve korumasında kaldığını davalı ise, ikrarı nedeniyle ziynetlerin davacının rızası ile bozdurularak harcandığını ispat etmek zorundadır.
    Yargılama sırasında, davacı dava konusu takıların düğünden sonra davalı ve davalının ailesi tarafından zorla alındığını ispat edememiştir. Ancak,davalının ziynetlerin bozdurularak harcandığına yönelik ikrarı karşısında; ziynetlerin davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispatla yükümlü olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla, dosyada ziynetlerin davacının rızası ile bozdurulduğuna ilişkin sadece davalı tanığı kardeşi ..."nin beyanının bulunduğu, davacı ve tanıklarının ise bu konuda aksi beyanda bulundukları nazara alındığında davalı iddiasını ispat edememiştir.
    O halde mahkemece; davacının talep ettiği ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı kabul edilip, miktar ve cinsi yönünden de tanık beyanları ve bilirkişi raporu değerlendirilerek davanın kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi