3. Hukuk Dairesi 2016/13087 E. , 2018/2206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; davacı tarafından duruşma istenmiş ise de dosyada duruşma pulu ve avansı olmadığından duruşma talebi reddedilmiş olup, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri ..."nin 28/10/1998 tarihinde vefat ettiğini, muris ...’in vefat ettiğinde ..."da işletmekte olduğu iki adet iş yerinin bulunduğunu, mirasçılardan ...’ye iş yerlerinden birisi olan..."nin işletilmesi için yetki verdiklerini, pastanenin ...’a devredilmesi konusunda herhangi bir yetki verilmediği halde ... Belediyesi ile murisleri ... arasında yapılan kira sözleşmesinin vekil ... adına devredildiğini, ...’ın çalıştırmakta olduğu diğer iş yerinin de vekaletnamede olmamasına rağmen kendi adına devrini sahte imzalarla sağladığını, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle ve sahte imza kullanılarak yapılan işlemlerin iptali talepli açtıkları davanın kabulü yönünde karar verildiğini, davalıların eşi ve babası olan ...’ın 09/01/2004 tarihinde vefatından itibaren bugüne kadar da her iki işletmeyi davalıların birlikte işlettiklerini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçmiş 16 sene için 64.000,00 TL"si pastane ve 48.000,00 TL"si de büfe için olmak üzere toplam 112.000,00 TL"nin 28/10/1998 tarihinden itibaren işleyecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar; alacak kalemlerinin toplu olarak ya da tek tek incelendiğinde dahi zamanaşımına uğradığını, ömür boyunca gelir ve benzeri dönemsel edimlerde alacağın tamamı için zamanaşımının ilk dönemsel edimin ... olduğu günde işlemeye başladığını, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususları ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece; dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak nitelendirilerek davacıların sebepsiz zenginleşmeyi öğrendikleri tarih itibariyle davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacıların temyiz itirazlarına gelince; 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.nun madde 76, HMK madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır.
Dava dilekçesi içeriğinden davanın ecrimisil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Ecrimisil, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatıdır.
Öte yandan, T.M.K."nun 599. maddesi uyarınca, murisin ölümüyle mirasçılar mirasta hak kazanacaklarından ecrimisilin murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanması gerekir. Ayrıca, 25.5.1938 tarih, 29/10 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 147. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 126.) maddesi hükmü gözetilerek ecrimisil istekleri 5 yıllık zamanaşımına tabi olup, beş yıllık zamanaşımı süresi dava tarihinden geriye doğru hesaplanır.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 5 yıla isabet eden dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken; hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.