
Esas No: 2016/537
Karar No: 2018/5535
Karar Tarihi: 12.09.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/537 Esas 2018/5535 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.11.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; da...ın reddine dair verilen 26.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı ... iptali ve tescil veya tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bila tarihli ... ... Mahallesi ... Cad. Pafta 3, ada 305, 25 ve 27 numaralı parsellerde yapılan iki adet bloktan oluşan inşaattan bir adet daire satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeden doğan tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, daire bedeli olarak ödemesi gereken toplam 118.500,00 TL"nin tamamını zamanında ödediğini, ortak gider olarak 4.607,00 TL"yi davalı ..."ın banka hesabına yatırdığını, inşaat tamamlanmadığından ... 7. Noterliğinin 11.01.2010 tarih ve 170 yevmiye numarası ile kura çekimi yapıldığı ve bu kura çekimi sonucunda müvekkilinin B Blok Kuzey 14 numaralı daireyi çektiğini, dava konusu yerde, sözleşme tarihinden sonra ... Belediyesince İmar Kanununun 18. Maddesi uyarınca imar düzenlemesi yapıldığı, bu uygulama nedeniyle taşınmazın yeni haliyle tapuya ... Mahallesi 2088 ada ve 2 parsel numarası ile kaydedildiğini, bütün bunlara rağmen davalı tarafından dairenin müvekkiline fiilen teslim edilmediğini ve ... kaydı da verilmediğini, dairenin kök tapuyu 24/08/2011 tarihinde diğer davalı eşi ..."a devrettiğini, noter kura çekimi belgesi, daire satış sözleşmesi, ödeme makbuzları dikkate alındığında dairenin müvekkiline ait olduğuna ilişkin hiçbir tereddüt olmamasına rağmen, davalı tarafından eşine yapılmış olan bu ... devrinin muvazaalı olduğunu ve iptaline karar verilmesi gerektiğini, öncelikle kök ... kaydının iptali ile kat mülkiyetine geçildiğinde B Blok Kuzey 14 numaralı dairenin müvekkili adına kayıt ve tesciline karar verilmesini, bu mümkün değilse müvekkili tarafından davalıya ödenmiş bulunan ekli makbuzlarda belirtilen toplam 123.107,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalılar tapuların deprem nedeniyle verilemediğini savunmuştur.
Mahkemece masraflar ödenmediğinden davacının talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalı ..., kendi arsasının üzerine yapmakta olduğu inşaattan bağımsız bölüm temlik ettiğinden yap-satçı konumundadır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici, kendi arsasının üzerine yapmakta olduğu inşaattan bağımsız bölüm temlik eden ve yap-satçı konumunda olan davalının temlikine dayalı olarak ... iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Sabit Balcı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının, şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.