3. Hukuk Dairesi 2016/9927 E. , 2018/2249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı abonenin ödemediği dönem faturaları nedeniyle aleyhinde başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, takip tutarının tamamından sorumlu olduğunu, itirazının haksız olduğunu belirterek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; takibe dayanak borçtan dolayı menfi tespit davası açıldığını, söz konusu borç yönünden 11.277,37 TL borçlu olduğunun tespitine karar verildiğini, daha sonra başka icra takibi sırasında borcun ödendiğini, mükerrer takip yapıldığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; icra takibine konu borç nedeniyle daha önce hüküm verildiği, verilen hükmün kesinleştiği, kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyanın incelenmesinde; davaya dayanak icra takibi ile davalıdan 26.442,50 TL asıl ve 4.656,36 TL asıl alacak tutarlı iki fatura nedeniyle ferileri birlikte toplam 90.508,63 TL yönünden takip başlatıldığı, ilk olarak davalı vekili tarafından daha önce açılan menfi tespit davasında 11.277,37 TL borçlu olduklarına yönelik karar verilmesi nedeniyle takibin 18.656,30 TL’lik kısmına itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin bu kısım yönünden durdurulduğu, daha sonra derdestlik nedeniyle tamamen durdurulmasına yönelik itiraz edildiği ve takibin tamamen durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davalı tarafından daha önce açılan 09/11/2009 tarihli menfi tespit davasında 31.676,90 TL’lik fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, söz konusu faturanın taksitlendirme protokolüne göre 06/04/2005 son ödeme tarihli ödenmemiş dönem faturası ile 2 kaçak tahakkukundan oluştuğu, 06/04/2005 son ödeme tarihli 4.656,36 TL faturanın faiziyle 6.662,91 TL olarak belirlendiği, 06/04/2005 son ödeme tarihli diğer 26.442,50 TL’lik faturanın ise iptalinin gerektiğinin belirtildiği, diğer kaçak tahakkukları ile birlikte davalının borçlu olduğu miktarın 11.277,37 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Menfi tespit davasından sonra başlatılan ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/1748 esas sayılı takip dosyasında ise davacı tarafından 29.933,67 TL asıl, 162,38 TL asıl alacak faizi, 41.280,27 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 71.376,32 TL üzerinden takip başlatıldığı, takibe dayanak olarak ise abone elektrik tüketimi gösterildiği, ancak hangi dönemleri kapsadığının belirlenemediği, takibe ekli tahakkuk listesinde farklı dönem faturalarının da bulunduğu, davalı tarafça 18.656,30 TL yönünden itiraz edildiği, bakiye kısım yönünden ise ödeme yapıldığı belirlenmektedir.
O halde; mahkemece, dosyanın uzman bilirkişiye tevdi ile menfi tespit davasında davacının borçlu olduğu tüketim dönemi ve miktarı ile önceki icra takibinde ödemenin hangi tüketimi kapsadığının tespit edilmesi suretiyle karşılaştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.