3. Hukuk Dairesi 2017/5870 E. , 2018/2268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabülüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 01.06.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, son ödenen kira bedelinin aylık 6.000.-TL olduğunu, davalının 2012 yılı Temmuz ve Ağustos ayı kira bedellerini ödememesi üzerine davalı aleyhine ... 23. İcra Müdürlüğü"nün 2012/10801 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, taşınmazın erken tahliyesi nedeniyle 2012 yılı Eylül ayından dava tarihine kadar beş aylık kira bedeli toplamı 30.000.-TL kira bedelinden şimdilik 10.000.-TL nin, kiralananda bulunan bir adet vitrinli buzdolabı ve mutfak tezgahlarının da alıp götürüldüğünü belirterek eşya bedeli iadesi talebine ilişkin de şimdilik 2.000.-TL "nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, dava konusu kiralanan için 60.000.-TL devir parası ve 10.000.-TL depozito ödediğini, ayrıca işletmenin tezyinatı için masraf yaptığını, ancak işletmenin zarar etmesi sebebiyle işletmeyi devretme kararı aldığını ve davacıya bildirdiğini, davacının karşı çıkmaması üzerine dava dışı ... ile 14.06.2012 tarihli devir protokolünün imzalandığını ancak dolandırıldığını, bunun üzerine kiralanana ait anahtarların davacının da talebine uygun olarak 01.07.2012 tarihinde bina görevlisine teslim edildiğini, 20.07.2012 tarihli ihtarname ile de eşya bedeline yönelik talebin depozitodan mahsup edilmesinin bildirildiğini, davacıya borcu kalmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali yönündeki davanın kabulüne, alacak likit olduğundan asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına, ödenen depozito miktarına göre davacının kira tazminatına yönelik talebinin reddine, eşya bedeline yönelik zarar miktarı olan 2.000.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Kira akdi kullandırma akitlerinden olup bununla kiraya veren, ücret karşılığı bir şeyin kullanımını kiracıya terk etmek durumundadır. Musakkaf taşınmazlar, otomobiller, kilitli dolaplar gibi şeylerin teslimi, anahtar teslimi suretiyle olur. Anahtar teslimi ile birlikte kiralanan üzerindeki tasarruf hakkı teslim alana geçer.
Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Yasal anahtar tesliminin ya bizzat anahtarı kiraya verene vermek suretiyle, ya notere teslim edilerek veya tevdi mahalli tayini suretiyle yapılması gerekir.
Somut olayda; Davalı kiracı kiralananın 01.07.2012 tarihinde tahliye edildiğini iddia etmekle birlikte davacı kiraya veren dava dilekçesinde bu tarihi kabul etmeyerek anahtarın teslim edilmediğini savunmuş, icra takip talebinde ise ödenmeyen Temmuz ve Ağustos ayları kira bedeline ilişkin talepte bulunmuştur. Dosya kapsamından davalının kiralananı hangi tarihte tahliye ettiği anlaşılamamıştır. Bu durumda Mahkemece anahtarın usulüne uygun olarak teslim edilip edilmediği üzerinde durularak, anahtarın yasal teslim tarihi veya kiralananın fiilen kiraya verenin hakimiyetine ne zaman geçmiş olduğu hususu araştırılıp, kiralananın fiilen tahliye tarihi belirlenip, bu tarihe kadar davalının kira bedelinden ve ayrıca kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için geçecek makul süre kadar sözleşmedeki sorumluluklarının devam ettiğini kabul etmek gerekir. Öte yandan taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 01.06.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar sekizinci maddesinde " kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır." şeklinde ihbar şartına yer verilmiştir. Tarafların serbest iradesi ile konulmuş bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Sözleşmede taraflar makul süreyi bir ay olarak belirlediğine göre, sözleşmede kararlaştırılan bir ay makul süre tazminatı üzerinden karar vermek gerekirken, Mahkemenin hükmüne esas aldığı 28.02.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirlenen 2.5 ay makul süre kira bedelinden davalının sorumlu olduğu kabul edilip bu bedelden depozito alacağı mahsup edilerek fazla miktardan hesap yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.