Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13474
Karar No: 2018/2274
Karar Tarihi: 12.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13474 Esas 2018/2274 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/13474 E.  ,  2018/2274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki vakıf taviz bedeli davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar,zilyetlik yolu ile hak sahibi oldukları .... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 10286 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın 1/2 oranındaki hissesini ... Belediyesi"nden 1/10 26.720,00 TL"si peşin olmak üzere, geri kalan kısım için 20 taksitle satın aldıklarını, satın alınan 10286 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın üzerinde "...Vakfından Mukataalı" şerhinin bulunduğunu, taşınmazın belediyeye devrinden sonra ilgilisine tapusunun verilmesi aşamasında parsel üzerinde bulunan taviz bedelinin ödenmesi şartıyla "...Vakfından Mukataalı" şerhinin terkini ve tapudan belediye adına tescilinin gerçekleştirilmesi sırasında Vakıflar Bölge Müdürlüğü"nün taviz bedeli ödenmeden söz konusu şerhin kaldırılmaması üzerine 24.280,00 TL taviz bedelini 12/10/2011 tarihinde yatırdıklarını, taviz bedelini ödemeleri sonrasında davalı kurumun vakıf şerhinin terkinini ... Tapu Sicil Müdürlüğü"ne bildirdiğini,söz konusu vakfın gayrı sahih vakıf olup taviz bedeline tabi olmadığını,davalı vakfın aldığı taviz bedelinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ödedikleri 24/280,00 TL taviz bedelinin ödeme tarihi olan 12/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, taviz bedeli olarak yapılan ödemenin dava dışı Maliye Hazinesi tarafından yapıldığını, ödeme tarihinde gayrimenkulün malikinin Maliye Hazinesi olduğunu, taraf teşkili sağlanmadığından husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini,esas yönünden ise; alınan taviz bedelinin 27/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 18. Maddesi emrine istinaden alınan bir bedel olduğunu, bahse konu taşınmazın nev"i hanesinde ""...Vakfından Mukataalı"" olduğu tapu kaydında sabit olduğundan, taşınmazdan taviz bedeli tahsil edildiğini, dava konusu taşınmazın ...Vakfından Mukataalı usulle vakıf tarafından tasarrufta bulunulmuş bir taşınmaz olduğunu, sadece öşür ve rüsumu vakfedilen yerlerden olmadığını, taşınmaz eski yerleşim yerlerinden surların hemen bitişiğinde bulunduğundan sırf mülk yerlerinden olduğunu, mülk yerler sahih yolla vakfedildiklerinden dava konusu vakfın da sahih vakıf olduğunu, davacı tarafın idareyi temerrüde düşürmediği dikkate alınarak faiz başlangıcının da ödeme tarihi olmadığını,davacı tarafın ihtarı bulunmadığından faizin dava dilekçesinin idareye tebliği olan 30/11/2012 tarihinden itibaren işlemesi gerektiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece;davacıların davasının kabulü ile, 24.280,00 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava;vakıf taviz bedelinden kaynaklı istirdat istemine ilişkindir.
    5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir.
    Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
    Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için “...Vakfı”nın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
    Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.
    Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
    Somut olaya gelince;mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanmıştır.Bu durumda mahkemece,dava konusu taşınmaza ait vakfıye getirtilerek ve mahallinde keşif yapılarak;tapu kaydı ve dayanakları(kadastro tutanağı vd.) ile vakfiye örneği uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile mahalline uygulanmalı ve akabinde HMK.nun 266. maddesi uyarınca yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde uzman bilirkişi kurulundan rapor aldırılarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince davacı ve davalı yönünden de karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi