10. Hukuk Dairesi 2017/4075 E. , 2019/5178 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
KARAR
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın davalı Lati-Tur Turizm Gıda San. ve Tic. A.Ş. yönünden husumetten reddine, davalı Özgüven Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. yönünden ise davanın hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, 02.01.2005 - 03.03.2005 tarihleri arasında davalı Lati-Tur Turizm Gıda San. ve Tic. A.Ş. tarafından işletilen Lara Kent Parkında diğer davalı Özgüven Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.’nin özel güvenlik işini yüklendiği ve bu kapsamda davacının özel güvenlik görevlisi olarak Özgüven Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. nezdinde çalışması nedeniyle 18.02.2005 - 19.02.2005 tarihleri arasında hizmet bildiriminin yapıldığı, Mahkemece, davacının 02.01.2005 - 10.01.2005 dönemine ilişkin tespit talebinin fiili çalışma olgusunun mevcut olmaması nedeniyle yerinde bulunmadığı, 11.01.2005 - 03.03.2005 arası dönem için ise, 18.02.2005 tarihinde işe giriş bildirgesi tarihi esas alınmak üzere 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı 31.12.2005 olduğu, buna göre tespit davasının 31.12.2005 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin sonu olan 31.12.2010 tarihine kadar açılması gerekirken 09.05.2012 tarihinde açıldığı ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davalı Özgüven Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. yönünden davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu, başlangıç alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı adına davalı Özgüven Özel Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. nezdindeki çalışması nedeniyle 18.02.2005 tarihinde işe giriş bildirgesi verildiği nazara alındığında, 18.02.2005 ve sonrası talep konusu dönem için davanın hak düşürücü süreye uğramayacağı gözetilerek, belirtilen dönem için işin esasına girilerek, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ayrıca, Mahkemece diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı konumundaki Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmamış olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ile davalılardan Kurum vekillerin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.