Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13486
Karar No: 2018/2280
Karar Tarihi: 12.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13486 Esas 2018/2280 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/13486 E.  ,  2018/2280 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalının "...ı ve Boya Atölyesi" mahiyetindeki işletmenin sahibi iken, kendisi ile davalı arasında 07/02/2011 tarihli adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, davalının %51,kendisinin ise %49 oranında pay sahibi olacağının kararlaştırıldığını; kendisinin iş bu ortaklık sözleşmesi uyarınca 14.700 TL nakit sermaye koymayı taahhüt ettiğini ve toplamda 14.300 TL nakdi davalı tarafa dava dışı eşi ... aracılığıyla makbuz karşılığında elden teslim ettiğini, ortaklık sözleşmesi ekinde ibraz olunan "ortaklık ödemeleri" başlıklı ve 26/03/2011 tarihli evrakta davalı tarafın imzasına havi olup, 26/03/2011 tarihine kadar yapılan ödemeleri kayıt altına aldığını; ortaklık sözleşmesinin 13.maddesinde ise, her ayın 5 ila 10. günleri arasında aylık hesap dökümünün ve toplantısının yapılacağı, 14. maddesinde ortaklığın herhangi bir nedenle sona ermesi halinde hesapların yıl sonunda görüleceği, 15. maddesinde ise sözleşmeye uyulmadığı takdirde sözleşmenin geçerliliğini yitireceğinin öngörüldüğünü; sözleşmenin 13. maddesinin uygulanmasına engel olan davalının, kendisi tarafından şirket işlerinde kullanılmak üzere verilen tüm parayı kendi şahsi borç ve kredilerinin ödemesi için kullandığını; ... 1. Noterliği"nin 20/03/2012 gün ve 7873 yevmiye no"lu ihtarnamesi ile ortaklığın bir yıllık kazancından payına düşecek miktarı saklı tutmak kaydı ile 19.900 TL"nin 07/04/2012 tarihine kadar tarafına iadesini talep ederek ortaklığı feshettiğini beyan ettiğini; davalının, talep edilen miktarı ödememesi üzerine 11/04/2012 tarihinde ... 12. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5542 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını,davalının itirazında kendisinin ortaklık sözleşmesinde geçen 14.700 TL"lik sermaye koyma taahhüdünü dahi yerine getirmeyip toplamda 11.144,15 TL ödeme yaptığını, bu nedenle ortaklık sözleşmesinin 01/06/2011 tarihinde feshedildiğini; bu tarihten sonra hesap dökümü yapılmadığını, davacıdan 3.555,85 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini; bu duruma göre ortaklık ilişkisinin hiçbir zaman kurulamadığını, sözleşmenin de uygulanmadığını, her iki tarafın da sözleşmeyi karşılıklı olarak feshettiğini, kendisi
    tarafından bir ortaklık kurulacağı düşüncesi ile ve bu amaca matuf olmak üzere davalıya verilen 14.300 TL nakit paranın davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verdiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine %20"den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı , davanın usulden reddinin gerektiğini, Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olmadığını, esasa ilişkin olarak da; dava şartı hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini; davacının 14.700,00 TL ödeme yapmadığını, 11.144,15 TL ödemenin dava dışı ... tarafından yapıldığını, bu ödemelerin de davacı adına yapılıp yapılmadığının açıkça belli olmadığını; ayrıca, bu ödemelerin defaten yapıldığını ve ortaklık için sarf edildiğini, davacının 3.555,85 TL hisse borcu bulunduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece;... 12. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5542 takip sayılı dosyasına 17/04/2012 tarihi itibariyle yapılan ödeme, takip miktarından daha fazla olan 11.144,15 TL olmakla, şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir.
    Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar.
    Somut olayda, davacı taraf; taraflar arasında 07/02/2011 tarihli adi ortaklık sözleşmesi akdedildiği, bu kapsamda davacı tarafça ortaklık ilişkisi nedeniyle 14.300 TL nakit sermayenin dava dışı eşi tarafından davalıya teslim edildiği ve toplamda davalıya 19.900 TL ödendiğini iddia etmiş; davalı ise,davacının 11.144,15 TL ödeme yaptığını ve bunun büyük kısmının ise ortaklık giderlerine ait olduğunu ifade etmiş,her iki taraf da aralarındaki ortaklık ilişkisinin feshedildiğini ifade etmiş olmakla, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi sona erdiğinden, tasfiyenin de mahkemece bizzat yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
    Adi ortaklık ilişkisi, TBK"nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
    Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.
    Tasfiye usulünü düzenleyen TBK"nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
    Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
    Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oy birliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.
    Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesi gereğince; ortaklığın borçları ödendikten, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazancın ortaklar arasında paylaştırılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.
    Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır.( TBK" nun 642. md.)
    Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.
    Hal böyle olunca mahkemece; ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde tasfiye işlemini gerçekleştirecek, ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir kişiyi tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır.
    Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir.
    Birinci aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmeli, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmelidir.
    İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakde çevirme işlemi (TMK"nın 634. vd. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır.
    Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
    Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK"nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
    O halde, mahkemece; eldeki asıl davanın ,bütün bu açıklamalar ışığında, yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken,bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan ,yanılgılı ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi