3. Hukuk Dairesi 2016/10239 E. , 2018/2283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, ..."ın diğer davacıların babası olduğunu,tümünün birlikte ve ortak olarak dava konusu tapuda kayıtlı 21 parça taşınmazların 2012-2013 yılı ekimini yaptıklarını, ekim yaptıkları taşınmazların içinde bulunan ve sulama işleri için kullanılan bütün trafolar ve elektrik tesisatının davacılardan ... adına davalı kurumda kayıtlı bulunduğunu, tespit tarihi olan 10/07/2013 tarihinden önce kendilerinin defalarca davalı kuruma müracaat ederek hiçbir borçları olmadığı halde elektriklerinin kesildiğini ve taşınmazlarının sulayamadıklarını bildirdiklerini, elektrik kesintisinin devam etmesi üzerine davalı kuruma vaki müracaatlarına olumlu bir cevap alınamadığını, davalı kuruma 10/07/2013 tarihinde tekrar müracaat edilmiş ise de, aynı elektrik hattından yararlanan çok sayıda vatandaşın bulunduğu ve onların elektrik borçlarını ödemedikleri, kendilerine elektrik verilmesi halinde borcu olanların da borçlarını ödemeden elektrik hattından elektrik kullanacakları ileri sürülerek bu taleplerinin de sonuçsuz kaldığını, davalı kurumun kendilerine zararları varsa ,ekinleri kurumaya başlamış ise, tespit yaptırarak haklarını arayabileceklerini bildirdiğini,... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/56 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını,tespit dosyasında alınan raporda davalı kurumun haksız ve yersiz olarak elektrik hizmetinden faydalandırılmaması nedeniyle ekinlerin zarar gördüğü sonucuna varıldığını ileri sürerek, 92.736,72.TL tazminatın davalı kurumdan tahsiline, faizin 10/07/2013 tarihinden itibaren yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı , davacıların iddialarını kabul etmemekle birlikte, belli bölgelerde şahıslara elektrik verilememesinin sebebinin kendilerinin kasıtlı hareketinden kaynaklanmadığını, abonelere daha iyi hizmet verebilme amacını taşıyan şirketlerinin diğer hatlarda olduğu gibi tarımsal sulama hatlarının da her yıl bakımını gerçekleştirdiğini,kendilerinin bu bakımı gerçekleştirmek zorunda kaldığını, davaya dayanak yapılan ... Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile yapılan tespitte sunulan bilirkişi raporlarına itibar edilemeyeceğini, tespit tarihi itibariyle gerçekten elektriğin kesik olup olmadığı, enerjinin verilip verilmediği dahi tespit edilmeden rapor hazırlandığını, yine bölgenin hava koşulları da dikkate alınarak , bölgenin yeterli miktarda yağış alıp almadığı , bölgeye düşen yağış oranı ve bir önceki yıllardaki yağış oranlarının ne olduğu sorularak, yağış oranlarının buğday ve arpa üretimini etkileyip etkilemediği hususunun da incelenmesi gerektiğini , ürünlerdeki zararların tespiti noktasında %50, %70, %90 oranlarının çok afaki olup, bunların sadece sulama kaynaklı olduğunu kabul etmenin imkansız olduğunu,davacı ... dışında diğer davacıların da davada taraf sıfatı olmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;65.184,60 TL maddi tazminatın 10/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Uyuşmazlık; davalı elektrik şirketi tarafından yapıldığı iddia edilen elektrik kesintisi nedeniyle davacılara ait buğday ve arpa ürünlerinde yeterli sulama yapılamamasından kaynaklanan verim kaybına ilişkin tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda;davacıların,arpa ve buğday ürünleri ekili olan 21 adet taşınmazlarında davalı elektrik şirketinin başka abonelerin borçlarını gerekçe göstererek yaptığı elektrik kesintisi nedeniyle yeterli sulama yapılamadığını ve bu nedenle de söz konusu ürünlerde verim kaybına uğradıkları iddiası ile eldeki davayı açtıkları sabittir.Mahkemece,her ne kadar davalı elektrik şirketi ile birden çok kez yazışma yapılmış ise de, davacılardan ...üzerine kayıtlı olan aboneliklerde hangi tarihlerde elektrik kesintisinin yapıldığı,her bir abonelik için kesintinin nedeni ve kesinti süresinin net bir şekilde tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Yine,bu aboneliklere ait abonelik sözleşmelerinin de dosya kapsamına alınmadığı,mahkemece davalının aşamalarda ileri sürdüğü itirazların net bir şekilde karşılanabilmesi yönünden,davaya konu edilen taşınmazlarda meydana gelen ürünlerdeki verim kaybının sadece elektrik kesintisi nedeniyle mi oluştuğu,iklimsel koşulların meydana gelen zarara bir etkisinin bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığı da sabittir.
Bu itibarla,mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıdaki eksiklikler bütünü ile giderilmeden alındığı,yine söz konusu bilirkişi raporunda ürünlerdeki verim kaybının tespiti noktasında alınan zarar oranlarının da (tespit dosyasında belirlenen ve eldeki dava dosyasında da baz alınan oranların) Yargıtay ve taraf denetimine elverişli olmadığı sabit olmakla,hükme esas alınamayacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca mahkemece;davacılardan ... adına kayıtlı olan tüm aboneliklere ait abonelik sözleşmelerinin dosya kapsamına alınması,davalı elektrik şirketinden davaya konu tüm aboneliklere ilişkin olarak kesinti nedenleri ve kesinti süresine ilişkin net cevaplar alındıktan sonra meteorolojiden belirtilen tarih aralıklarına ilişkin olarak hava koşullarına dair bilgilerin alınması,bundan sonra ise dosyanın aralarında bir hukukçu bilirkişinin de bulunduğu alanında uzman ayrı bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle davacıların taşınmazlarında meydana gelen zararın sadece davalı elektrik şirketince yapılan kesintiden mi kaynaklandığı,iklimsel vb. koşulların oluşturduğu etkiler var ise bunların meydana gelen zarara etkisinin irdelenmesi, özellikle taraflar arasında akdedilen abonelik sözleşmesindeki elektrik kesintisine dair hükümlerin de değerlendirilmesi ve her bir taşınmazda meydana gelen zarar miktarının Yargıtay ve taraf denetime elverişli biçimde belirlenmesi suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.