21. Hukuk Dairesi 2016/5745 E. , 2017/7798 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 11. İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/03/1999-19/09/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davacı, davalıya ait işyerinde 01.03.1999 – 19.09.2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarınının tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.03.1984 doğumlu olan ve davalıya ait konfeksiyonda overlokçu olarak çalıştığı beyan edilen davacı adına davalıya ait işyerinden 22.05.008 – 31.05.2008 tarihleri arasında davalı Kurum"a çalışma bildirildiği, davalıya ait işyerinin 06.06.2000 – 04.07.2011 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, her ne kadar davalı işyerine ait dönem bordroları dosya arasına alınmışsa da tüm bordroların mevcut olmadığı, dönem bordrolarının incelenmesinden; 2003 yılına kadar sadece davalı ile aynı soyadını taşıyan ve nüfus kayıtlarından erkek kardeşinin oğlu olduğu anlaşılan ..... isimli kişinin bildiriminin bulunduğu, 2003 - 2005 yılları arasında da.... bildirildiği, 2007/2. aya kadar da bu kişilerin yanısıra.... isimli kişinin bildirildiği, 22.05.2008 tarihinde davalıya ait konfeksiyon işyerinde davalı Kurum elemanları tarafından denetim yapıldığı, denetimde; davacının denetim tarihinde davalı işyerinde çalıştığının tespit edildiği, denetim sonucu tutulan tutanakta davacının beyanına göre çalışmaya başlama tarihinin 01.03.1999 olarak belirtildiği, söz konusu denetimden sonra davalı tarafından önceki dönemlere göre daha çok işçinin çalışmalarının davalı Kurum"a bildirildiği, tanık.... tarafından; 2005-2007 yılları arasında çalıştığının, işyerinin büyük olmadığının, çalıştığı dönemde 10 kadar işçi çalıştığının, davacıyı hatırlamadığının beyan edildiği, tanık ..... tarafından; davacıyı tanımadığının beyan edildiği, tanık ..... tarafından; davalı işyerinde 1997 – 2011 yılları arasında çalıştığının, işyerinin yıl içinde dokuz ay faaliyet gösterip üç ay kapandığının, çalışılmayan ayların yaz ayları olduğu gibi kış ayları da olabildiğinin, davacı ile 1998 – 2008 yılları arasında çalıştıklarının, davacının ..... ile tartıştığı için işten ayrıldığının, Yaşar"ın davacıyı tanımamasının mümkün olmadığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve davacının davasını ispatlayamadığı yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmişse de; davanın niteliği gereği asıl olanın tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek olduğu, komşu işyeri tanıklarının tespiti için zabıtaya yazılan yazıya verilen cevabın yetersiz olduğu, tanık ..... ile davalı arasında akrabalık bağı olduğu, tanık ....."ın beyanında davacının çalışmalarını doğruladığı, davalı tarafından, 22.05.2008 tarihinden önce davalı Kurum"a bir-iki kayıtlı çalışan bildirildiği halde bu denetimden sonra daha fazla işçinin çalışmalarının bildirilmeye başlandığı göz ardı edilerek yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; zabıtaya yeniden yazı yazılarak komşu işyeri tanıklarının tespit edilmesini istemek ve bildirilen tanıkları dinlemek, 22.05.2008 tarihinden sonra bildirimi olan bordro tanıklarını dinlemek ve özellikle overlok işinde kimin çalıştığını sormak, alınan beyanlar gereğince gerek duyulur ise başka tanıklar dinlemek, alanında uzman bilirkişi marifeti ile davalı işyerinin defter ve kayıtlarını inceleterek; talep edilen dönemde ve özellikle 22.05.2008 tarihinden sonra işyerinin kapasitesinde değişiklik bulunup bulunmadığının, işyeri kapasitesi ile bildirilen işçi sayısının uyumlu olup olmadığının, işçilere ne şekilde ödeme yapıldığının, yapılan ücret ödemeleri ile kayıtlı işçi sayısının orantılı olup olmadığının tespitini istemek, davacıdan ücretini ne şekilde aldığını sorarak davacı beyanları gereğince gerekli araştırmaları yapmak, davacının talep ettiği dönemde öğrenci olup olmadığını araştırmak, 22.05.2008 tarihli tutanakta imzaları bulunan kontrol memurlarının ve tanığın beyanlarını almak ve böylece toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile davacının talep ettiği dönemde fiili çalışması bulunup bulunmadığını tereddüte mahal bırakmayacak derecede tespit ederek, çalışması bulunduğu kanaatine varılır ise 506 sayılı Yasa"nın 60/G maddesi de dikkate alınarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.