3. Hukuk Dairesi 2017/3925 E. , 2018/2425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların murisi Abdullah Şen ile davacı arasında davalıların murisine ait portakal bahçesindeki 169/768 hissesinin tamamına ilişkin olarak ... 5.Noterliğinin 09/10/1989 tarih ve 52046 yevmiye sayılı ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 15 yıl süreli olduğunu ve sözleşmenin 2. Maddesinde sözleşmenin bitimine bir ay kala ortaklar birbirine ihtar veya ihbarla haber vermediği takdirde sözleşmenin aynı şartlarla devam edeceğinin düzenlendiğini, 15 yılın bitiminden sonra taraflarca feshedilmeyen sözleşmenin belirsiz süreli olarak yürürlükte kalmaya devam ettiğini, sözleşme gereğince mezkur bahçenin her türlü bakım, onarım, sulama ve ilaçlamalarının ortaklardan ... tarafından yapılacağı, yapılan masrafların senelik hasılattan ayrılarak elde edilecek safi karın ortaklar arasında müştereken ve müsavaten taksim edileceğinin belirtildiğini, ancak 2011 yılından itibaren davalıların, davacının sözleşmeden kaynaklanan haklarını vermeden sözleşmeyi feshedip davacıyı, portakal bahçesinden çıkarma çabası içine girdiğini, belirterek sözleşmenin, uygulanma imkanı kalmadığından fiilen feshedildiğinin tespiti, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş olması nedeniyle sözleşmenin 6.maddesinin dikkate alınarak dava konusu bahçedeki ağaçların davacıya aidiyetinin ve bedellerinin tespiti ile davalı tarafın bu ağaç bedellerinin davacıya ödemesine, mahkemece belirlenecek süre içerisinde ödenmediği takdirde davacının bu ağaçları ister keserek isterse sökerek götürme hakkı olduğunun tespitine, davalı tarafından 2013 ve 2014 yılı mahsulünden elde ettiği gelirin tespiti ile bu gelirin davacının hissesine düşen kısmının ve davacının, 2013 yılında bahçeye yapmış olduğu masrafların yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacının, uğramış olduğu manevi zararlara karşılık 20.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacı ile davalıların murisi arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunmadığını, aralarındaki sözleşmenin hasılat kira sözleşmesi bulunduğunu, bahçedeki ağaçların davalılara ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, görevsizlik nedeniyle dosyanın görevli ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde hükmün ihtiva etmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda; mahkemece hükmün gerekçe kısmında, uyuşmazlık ürün kira sözleşmesinden kaynaklandığından HMK’nun 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verildiği belirtilmiş olmasına karşın, kararın hüküm fıkrasında görevsizlik kararı verilerek görevli ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi suretiyle, hükümle gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır.
Bu itibarla, karar gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Kabule göre de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ürün kira sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davaya bakmakla görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu halde Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan birinci ve ikinci bentte belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.