3. Hukuk Dairesi 2016/9231 E. , 2018/2434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET)
Taraflar arasındaki menfi tespit - itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl davacı ..., asıl davalı/birleşen davacı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı ...; murisi adına olan elektrik aboneliğine ait kaçak elektrik borcu nedeniyle başlatılan davada; davaya konu aboneliğin bulunduğu taşımazın murisin vefatından önce ... ve ..."ya satıldığını, kendisinin tesisatı hiç kullanmadığını, aboneliğin de muris adına olduğunu ileri sürerek davalı ...Ş."ne borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Asıl davalı/birleşen davacı ...Ş.; aboneliğin iptal edilmediği sürece mirasçıların da fiili kullanıcı ile birlikte iş bu abonelikten kaynaklanan borçtan sorumlu olması gerektiğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada da; davalıların murisi adına olan elektrik aboneliğine ait kaçak elektrik borcu nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Birleşen davalılar ..., ..., ...; takibe konu elektrik kullanımının tümünün murisin ölümünden sonra olduğunu, borçtan yeni maliklerin sorumlu olması gerektiğini savunarak birleşen davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, ... 4. İcra Dairesinin 2014/1733 Esas numaralı ilamsız takip dosyası nedeniyle davacıların 11.256,73 TL asıl alacak, 3.190,20 TL gecikme faizi, 426,39 TL gecikme faizi KDV "si ve 1.335,21 TL fatura KDV"si olmak üzere toplam 16.208,53 TL ile sorumlu olduklarının, bu miktarı aşan asıl alacak ve feri alacaklar sebebiyle ( 4.763,49 TL) borçlu olmadıklarının tespitine, Birleşen davanın kısmen kabulüne, ... 4. İcra Dairesinin 2014/1733 Esas numaralı dosyasında başlatılan ilamsız takibe davalılar tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline ve 11.256,73 TL asıl alacak, 3.190,20 TL gecikme faizi, 426,39 TL gecikme faizi KDV"si ve 1.335,21 TL fatura KDV"si olmak üzere toplam 16.208,53 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş, hüküm asıl davacı ... ve asıl davalı/birleşen davacı ...Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, asıl davacının tüm, asıl davalı/birleşen davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Asıl davalı/birleşen davacının kayıp-kaçak bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda mahkemece; Yargıtay"ın istikrar kazanan uygulamalarına göre abonelerden kayıp-kaçak bedeli adı altında tahsilat yapılmasının hukuka uygun olmadığı gerekçesi ile kayıp-kaçak bedeli, kaçak elektrik kullanım hesabına dahil edilmeden düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar ücret ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu"nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedelin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedel maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen;
Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü,
Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda hem yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden asıl davacının tüm, asıl davalı/birleşen davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden asıl davalı/birleşen davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.