22. Hukuk Dairesi 2019/9106 E. , 2020/1557 K.
"İçtihat Metni" BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y K A R A R I
I-BAŞVURU
Başvurucu avukat tarafından sunulan dilekçe ile özetle;
... 4. İş Mahkemesinin 2017/868 esas sayılı dosyasında, davalı Maurer Söhne Genleşme Derzleri San. ve Tic. Ltd. Şti. "ye karşı işe iade davası açıldığını, aynı davalıya karşı başka işe iade davalarınında hepsinin ... 4. İş Mahkemesinde görüldüğünü, yerel mahkemece "davanın reddine, davacının iş akdinin feshinin haklı nedenle değil ancak geçerli nedenle yapıldığına, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına.." şeklinde karar verildiğini, her iki tarafında istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/601 esas 2019/486 karar sayılı dosyasında görüldüğünü, inceleme neticesinde her iki tarafın istinaf itirazlarının esastan reddine karar verildiğini,
... 4. İş Mahkemesince görülen diğer kararların istinaf incelemelerinin ise;
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/348 esas 2019/550 karar, 2019/419 esas 2019/542 karar ve 2019/347 esas 2019/553 karar sayılı dosyalarında görüldüğünü, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddedildiğini ve davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı konusunda kesin karar verildiğini,
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2019/336 esas 2019/730 karar, 2019/357 esas 2019/699 karar ve 2019/327 esas 2019/700 karar sayılı dosyalarında görüldüğünü, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddedildiğini ve davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı konusunda kesin karar verildiğini,
... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/388 esas 2019/350 karar ve 2019/601 esas 2019/486 karar sayılı dosyası ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/611 esas 2019/971 karar sayılı dosyalarında görülen istinaf taleplerinin ise, davalı tarafça yapılan istinaf itirazlarının kabul edildiğini, davacı tarafça yapılan istinaf itirazlarının ise reddedildiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayalı olduğunun tespitine kesin olarak karar verildiğini,
Müvekkilinin davalı şirkette işçi sıfatı ile kesintisiz olarak çalışmakta iken 21/11/2017 tarihinde aynı iş yerinde çalışan 12 işçi ile birlikte haksız olarak işverence feshedildiğini, fesih gerekçesi olarak şirketin Almanya "da bulunan üst düzey yöneticilere atılan 13/11/2017 tarihli e-postada yer alan ifadelerin gösterildiğini, davalı şirketin sunduğu gerekçelerin hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olmakla birlikte müvekkilinin iş akdinin haklı nedenle feshettiği iddiasının kabul edilebilir yanının bulunmadığını,
Feshin asıl nedeninin, müvekkili ile beraber çalışan ve iş akdi feshedilen 12 işçinin Türk Metal Sendikası üyesi olması, sendika üyesi olan müvekkilinin sendikal haklarını kullanmak istemesi, müvekkilinin kıdemi daha fazla artmadan işine son verilmek istenildiğini, iş akdinin feshinden önce sendika üyesi işçilerle görüşen işveren yetkilileri sendikal hakların 2-3 sene sonrasında kullanılması teklifinde bulunduğunu, teklifin reddedilmesi sonrasında işçilerin çalışma koşullarının ağırlaştırılarak mobbing uygulanmaya başlandığını, daha sonra iş akitlerinin haksız olarak feshedildiğini,
Aynı hukuki davalar hakkında farklı karar verildiğinden ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. ve 7. Hukuk Daireleri ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. ve 15. Hukuk Dairesince verilen kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için Yargıtay "dan karar verilmesini talep etmiştir.
II-... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 04/12/2019 tarih ve 2019/28 sayılı kararı ile;
“4857 sayılı İş kanunu 25. maddesinin II. fıkrasının "d)" bendinde; "İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır.
Uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu davalarda somut olayda, davacı işçilerin iş sözleşmesi, (toplam 12 işçinin hep birlikte) Almanya"da bulunan üst düzey yöneticilere atılan 13/11/2017 tarihli e-mail"de üretim müdürü... hakkında sarf edilen sözler nedeni ile 21/11/2017 tarihli disiplin kurulu kararı ile feshedilmiştir.
Feshe konu edilen davacının imzasının da bulunduğu yazıda "üretim müdürü dediğimiz kişi tam anlamıyla beceriksiz ve cehalet abidesidir. Sıralayacak olursak bunlar kim, neden ve neye göre seçtiğini merak etmekteyiz" şeklinde sözler içerdiği anlaşılmaktadır. Mevcut bu ifadeler, işverenin yönetim şeklini ve uygulamalarına makul eleştiri boyutunu aşıp, hakkında bu ifadeleri kullandıkları kişiyi, iş becerisi ve bilgisinin yetersiz olduğunu ağır bir dille eleştirmeleri sebebi ile rencide eder nitelikte olmakla birlikte, şeref ve namusuna dokunacak sözler kapsamında bulunmadığı ve bir tartışma sırasında kişinin yüzüne karşı söylenerek gerginlik yaşanmasına, tartışma veya kavgaya sebep olmadığından, yani sözün muhatabına söylenmemesinden ötürü sataşma boyutuna da ulaşmadığından, eylemin haklı fesih sebebi yaratacak nitelikte olmadığı; ancak makul eleştiri boyutunu aşıp, kaba ve kişiyi rencide eder mahiyette olması, çalışma adabına yakışmayan söz ve davranışlar sebebi ile bu kişilerin, rencide edici şekilde ağır ve kaba bir biçimde eleştirdikleri kişi ile aynı ortamda çalıştırılmalarının işverenden beklenemeyecek olması da gözetilerek feshin geçerli bir sebebe dayandığı yönündeki ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ve 7. Hukuk Dairesi kararlarının görüşünün kabul edilmesi gerektiği yönündedir.
...vekili Av..... tarafından sunulan uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinde belirtilen ve dilekçeye ek olarak sunulan kararlar arasındaki çelişkinin giderilmesine dair uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi "ne gönderilmesine”
karar verilmiştir.
III-GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinde yer alan düzenlemedir.
Söz konusu maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re"sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinin 2. fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır.
Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum kanun yolu olarak tanımlanabilir.
Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, hukukumuzda istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.
Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Burada misâl olarak yargılamanın iadesi yolu zikredilebilir.
Belirtmek gerekir ki, bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
Bu açıklamalara göre, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.
İnceleme konusu uyuşmazlıkta, ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de, ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca 2019/23 sayılı karar ile aynı konuya ilişkin talep Dairemize daha önce iletilmiş ve Dairemizin 2019/7908 esas, 2019/22799 karar sayılı ilâmı ile “İşçinin, işverenin bir başka işçisine yönelik sarf ettiği “beceriksiz” ve “cehalet abidesi” şeklindeki ifadelerin geçerli fesih sebebi teşkil etmesi gerektiğine ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir.
Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
IV-SONUÇ
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
04/02/2020 günü oybirliği ile kesin olarak karar verildi.