16. Hukuk Dairesi 2015/21096 E. , 2018/520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 49 ve 51 parsel sayılı, 2.874,42 ve 698,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 137 ada 49 ve 51 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 137 ada 49 ve 51 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartları oluştuğu gerekçe gösterilmek suretiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde 3 ayrı taşınmaz bölümünü dava konusu ettiğini belirtmesine rağmen mahkemece dava dilekçesinin 3 numaralı bendinde dava konusu edilen taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında kadastro tutanağı tanzim edilen yerlerden olup olmadığı, tanzim edilmişse hangi kadastro parseline isabet ettiği belirlenmemiş, kadastro tutanağı tanzim edilen bir yer ise, tutanağının getirtilmesi gerektiği düşünülmemiş, böylelikle aktarılan davanın kapsamı net olarak belirlenmemiştir.Ayrıca aktarılan davanın kapsamında olduğu belirlenen 137 ada 49 ve 51 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, yapılan zilyetlik araştırmasında taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde yöntemince hava fotoğraflarından yararlanılmamış, tek ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen taşınmazların kullanım durumu ve kullanım süresini belirleme yönünden yetersiz ve soyut nitelikteki ziraat bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır. Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların kimler tarafından, ne sıfatla ve ne kadar süreyle kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazların imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmelidir. Keşfe katılacak 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan taşınmazların öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, imar-ihyası gereken yerlerden ise hangi tarihte imar- ihyasına başlanıp tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ve ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişisinden dava konusu taşınmazların dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle taşınmazların niteliği, üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihini ayrı ayrı belirleyen ayrıntılı rapor, fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun"un 14 ve 17. maddedeki kazanma koşullarının davacı taraf yararına oluşup oluşmadığı üzerinde durulmalı; diğer taraftan dava dilekçesinin 3 numaralı bendinde belirtilen taşınmazın kapsamı belirlendikten sonra, bu kısmın tescil harici alanda mı kaldığı yoksa iş bu dava devam ederken hakkında tutanak düzenlenen bir yer mi olduğu tereddütsüz olarak saptanmalı, şayet bu yer tescil harici alanda kalıyor ise hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz hakkında Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı dikkate alınarak bu bölüm yönünden görevsizlik kararı verilmeli, şayet dava devam ederken hakkında tutanak düzenlenen bir yer olup aktarılan davanın kapsamında kalıyor ise ada parsel numarası tespit edildikten sonra, tutanağı davalı hale getirilerek dosya arasına konulmalı ve tespit ve (oluşmuş ise) tapu kayıt malikleri de davaya dahil edilmeli ve yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.