3. Hukuk Dairesi 2018/1065 E. , 2018/2526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl dava tahliye birleşen dava tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, asıl davada; davaya konu taşınmazın maliki olduğunu, davalının taşınmazda kiracı olduğunu, kiralanan taşınmazın komşu parsele tecavüzlü olduğunun anlaşıldığını ve komşu parsel malikinin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi" nde müdahalenin önlenmesi ve ka"l davası açtığını, davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, eski hale getirme için davalı kiracının tahliyesinin gerektiğini, tadilat yapılmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek, kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı cevap ve karşı davasında; davacı kiracının kusurlu olduğunu, kiralananın hangi bölümlerinin yıkılacağına dair proje sunmadığını, tahliye davasının haksız olduğu savunmuş, kiralananın boşaltılması nedeniyle uğrayacağı zararlar için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 10.000 TL nin tahsili ile kiralananın bu yeni durumu nedeniyle kira bedelinden indirim yapılmasını istemiştir.
Mahkemece; taşınmaz dava sırasında tahliye edildiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle asıl ve karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinden davacı/karşı davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre , davalı/karşı davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı/karşı davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
HMK"nun 331/1 maddesi gereğince; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Olayımıza gelince; Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemece aldırılan inşaat bilirkişi raporunda; kiralananın halen kiracı kullanımında olduğu, yaklaşık 10 m2 alanın eski hale getirilmesi gerektiğini, yapılacak çalışmanın kiralananda faaliyet yapılmasını engellemeyeceği tespit edilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde; tüm binanın değil, tecavüzlü alanın tahliyesini istediklerini belirtmiştir. Bu durumda kesinleşen mahkeme kararı gereği bilirkişi raporu ile belirelenen alanın tahliye edilmesi gerekmekte olup, dava tarihi itibarıyla davacı dava açmakta haklıdır. Kiralanan taşınmazın anahtarı dava sırasında, 06.08.2015 tarihinde kiraya verene teslim edilmiş olmakla tahliye talebi konusuz kalmıştır. Mahkemece davacının dava açmakta haklı olduğu gözetilerek davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-) Davacı/karşı davalının karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmü uyarınca; karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. Aynı kanunun 319. maddesinde kiracının, kiralananın ayıplarının giderilmesine yada zararların önlenmesine yönelik çalışmalara katlanmakla yükümlü olduğu, 320. Maddesinde ise kiraya verenin kiralananda, kira sözleşmesinin feshini gerektirmeyen ve kiracıdan katlanması beklenebilecek olan yenilik ve değişiklikleri yapabileceği düzenlenmiştir. Davalı/karşı davacı kiracı, taşınmazda yapılacak bu zorunlu tadilata katlanmak zorundadır. Bu nedenle davalı/karşı davacı kiracı kanundan doğan yükümlülüğünü yerine getirmeden önce bu davayı açmakta haklı değildir. Mahkemece davalı/karşı davacı kiracının dava açmakta haksız olduğu gözetilerek davacı/karşı davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı/karşı davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutularak karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/karşı davacının temyiz talebinin REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı/karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.