3. Hukuk Dairesi 2016/7279 E. , 2018/2541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 23.10.2011 tarihinde ... ilçesinde meydan gelen depremde yıkılan ... Apartmanında davacılardan ... ve ailesinin kirada oturduklarını, davacılar ...ün anneleri, küçük ...’nın babaannesi olan ...’ın yıkılan binada enkazında kalarak vefat ettiğini, davalı ...’ın yıkılan binanın inşa sahibi ve müteahhidi, davalı ..."nin ise binanın fenni sorumlusu olduğunu, yapımındaki fenalık ve bakımındaki noksanlıktan dolayı kusurlu olduklarını, meydan gelen zaradan sorumlu olduklarını belirterek, davacılar ...l için ayrı ayrı 5.000"er TL destekten yoksun kalma tazminatı, 5.000 TL cenaze ve defin gideri ile davacılar...ve ... için ayrı ayrı 100.000 TL ve ... için 50.000 TL manevi tazminat 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ...; davanın zamanaşımına uğradığını, inşaat mühendisi olarak yıllarca ilçede tek çalıştığını, olayda sorumluluğu olmadığını, projeye uygun olarak inşaat bittikten sonra binaların sahipleri tarafından tadilatlarla zayıf düşürüldüğünü, inşaat malzemelerinin uygunluğunun sorumluluğunda olmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ...; kendisinin de depremde yakınlarını kaybettiğini, inşaatta yasal gereklilikleri yerine getirdiğini, uygun malzemelerin kullanıldığını, depremin şiddetli olduğunu, sorumluluk yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, depreme karşı gerekli önlemleri almayan idarenin asli kusurlu olduğunu, tazminat talebin fahiş olduğunu, hakkaniyete uygun indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takdiren 5.000,00 TL cenaze ve defin giderinin deprem tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (diğer olabilecek sorumluların kusurlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ve tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) tahsili ile davacılar ..."e verilmesine, 15.000"er TL manevi tazminatın deprem tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (diğer olabilecek sorumluların kusurlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ve tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) tahsili ile ayrı ayrı davacılar ...e verilmesine, 8.000 TL manevi tazminatın deprem tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (diğer olabilecek sorumluların kusurlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ve tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) tahsili ile davacı ... verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu zarar, 23.10.2011 günü gerçekleşen deprem nedeniyle oluşmuştur. Bina; plan ve projesine, imar düzenlemelerine ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa bile, gerçekleşen depremin 7,2 şiddetinde olduğu, gözönünde tutulduğunda binanın deprem nedeniyle hasara uğraması kaçınılmazdır (Aynı yönde bkz. ...nun 06.03.2013 günlü ve 2012/786 Esas 2013/318 Karar sayılı ilamı).
TBK. nun 51/1 (BK.nun 43/1) maddesine göre; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler."
Davacıların oluşan zararı, müteveffanın bulunduğu binanın deprem nedeniyle yıkılması sonucu doğmuştur. Kaçınılmazlık boyutlarında olmayan ( kaydedilen deprem şiddetinin ne kadar önlem alınırsa alınsın, yapı ne kadar sağlam yapılırsa yapılsın zararın doğacağının muhakkak olduğu seviyede olmaması hali ), şiddetli gerçekleşen depremin mücbir sebep olarak kabul edilip, zararla illiyet bağını kestiği kabul edilemez ise de; ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı öngörülemeyen ve gerçekleştiğinde büyük bir yıkıma sebebiyet veren, bölgede herkesi etkileyen en büyük doğal afet olduğu da kabul edilmek zorundadır. Ayrıca, bölgenin birinci derecede deprem kuşağında yer aldığı ve oluşan depremin şiddet büyüklüğü de gözden kaçırılmamalıdır.
Bu durumda, mahkemece; belirlenen manevi tazminat miktarları ile takdiren belirlenen cenaze ve defin giderinden TBK.nun 51/1 (BK. nun 43/1) maddesi uyarınca uygun bir indirim yapılmamış olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.