Esas No: 2016/4761
Karar No: 2018/6496
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4761 Esas 2018/6496 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen davacı ... Yönetimi ile davalı-birleşen davalı ... ve birleşen davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında 101 ada 452 parsel sayılı 3266,98 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 511 parsel sayılı 2327 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 515 parsel sayılı 3349.72 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına, 101 ada 517 parsel sayılı 7107.38 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 516 parsel sayılı 3677,10 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden davalı ... adına tesbit edilmiştir.
Davacılar çekişmeli taşınmazların ortak miras bırakanları ..."a ait olduğunu öne sürüp miras hakkına dayanarak dava açmışlar, mahkemece her bir taşınmaz hakkındaki davanın tefrikine karar verilmiş, 101 ada 511 parsel sayılı taşınmaz için yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 101 ada 511 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adlarına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2007/897 E. - 1915 K. sayılı kararıyla “Dava ve temyize konu 101 ada 511 parsel sayılı taşınmaz tutanağında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak davalı ... adına tesbit edilmiştir. Davacı taraf miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmıştır.
İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre saptanan dava niteliği dikkat alındığında mahkemece yapılan araştırma, soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir.
Çekişmeli taşınmazın tutanak içeriğinde taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ..."dan kaldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Öte yandan hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre de taşınmazın davalı ...’ye babası ve tarafların ortak miras bırakanı ...’dan kaldığını haber vermedikleri gibi taşınmazın davalı ...’nin eşine ait olduğunu ve ...’ye satıldığını haber vermişlerdir.
O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar tesbit tutanağı bilirkişileri hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgi alınmalı, tutanak bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek tesbitte saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgular arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, davalının tutunduğu senet yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanıp, kapsamı belirlenmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı 2016/4761 - 2018/6496 gerekçeli rapor alınmalı, gerektiğinde davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğer davanın sonucunu etkileyeceğinin anlaşılması halinde tefrik edilen dava dosyalarıda usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca birleştirilebileceği düşünülmeli, davalar birleştirilse de davaların bağımsızlığını koruyacağı dikkate alınmalı, bu olgunun sağlıklı sonuca varmanın ve dava ekonomisine uymanın temel koşulu olduğu düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asıl dosyadan tefrik edilen 101 ada 452 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davada, davacılar çekişmeli taşınmazın ortak miras bırakanları ...’a ait olduğunu öne sürüp miras hakkına dayanarak dava açmışlar, mahkemece davanın kabulüne ve taşınmazın muris ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2008/5314 E. - 7802 K. sayılı kararıyla "Mahkemece ... mirasçıları arasında rızai taksim yapılmadığı, tesbit malikinin tüm mirasçılar adına taşınmazı kullandığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahalli bilirkişi, taşınmazın öncesinin tarafların dedesi ...’e ait olduğunu, ondan...çocukları ..., ... ve ...’a kaldığını, adı geçenlerin kendi aralarında yaptıkları rızai taksim sonucu ...’a isabet ettiğini, ...’ın da çekişmeli taşınmazı kızı ...’ye, bitişik dava dışı 453 sayılı parseli de diğer kızı ...’a verdiğini beyan etmiştir. Davalı ... ise, taşınmazın eşi (... torunu) ... ... ...’dan kendisine kaldığını savunmuştur. Dinlenen diğer tanıkların beyanları da birbiri ile çelişkilidir. Ayrıca tesbit bilirkişisi tanıkların taşınmazın başında dinlenmeleri gerekirken duruşmada dinlenmeleri de isabetsizdir. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle yöreyi iyi bilen, yaşlı, yansız, mahalli bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar, tesbit tutanağı bilirkişileri hazır edilerek taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, ortak miras bırakandan kalıp, kalmadığı miras bırakandan kaldığının anlaşılması halinde mirasçılar arasında yöntemine uygun biçimde paylaşma yapılıp yapılmadığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgi alınmalı, tutanak bilirkişileri de tanık sıfatıyla taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenilerek tesbitte saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgular arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye olanak veren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, tefrik edilen dava dosyalarının biri hakkında verilecek hüküm diğerlerini de etkileyebileceğinden bu dava dosyaları Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 45. maddesi ve onu izleyen maddeleri uyarınca birleştirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir." gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asıl dosyadan tefrik edilen 101 ada 515 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davada, davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları içinde kaldığı ve ... sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, davaya katılmış, mahkemece, ... Yönetiminin davasının reddine, gerçek kişilerin davasının kabulüne ve taşınmazın muris ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm temyizi üzerine Dairemizin 2006/15611 E. - 17490 K. sayılı kararıyla “1- Davacı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve ... Yönetimi tarafından aynı sebeplerle açılan dosyalarda ... kadastro çalışmalarına ilişkin evrakların eksik olduğu, uzman bilirkişi raporlarının bu nedenle denetlenemediği ve bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın ... tahdidine göre ... sınırları içinde kalıp kalmadığı hususu açıklanmış ise de uygulamanın ne şekilde yapıldığı ... tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve bu açıklamanın hangi tarihteki uygulamaya ilişkin olduğu belirlenemediği gibi, sadece iki ... tahdit noktasının belirterek (noktaların kadastro paftası üzerinde nereye konulduğu gösterilmeden) kroki düzenledikleri, bu hali ile raporların yetersiz olduğu, ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyünde 1949 yılında seri bazında ... kadastro çalışmalarının, 1977 yılında aplikasyon ve 2. madde çalışmalarının yapıldığı ve kesinleştiği, 07.08.1984 yılında ise sınırlaması 2016/4761 - 2018/6496 yapılmayan ormanların kadastrosunu, önceki ... kadastro çalışmalarının aplikasyonunu ve 2/B madde uygulamasını yapmak üzere ... kadastro komisyonunun çalışmalara başladığı, ancak, 1984 yılındaki çalışmanın ilan edilerek kesinleşip kesinleşmediği belli olmadığı gibi bu çalışmadan sonra 3402 sayılı Kanunun 4.maddesi gereğince yapılan ve bu dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunduğu anlaşılmaktadır.
... kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin ... olup olmadığı ve hukuki durumu o yer ile ilgili tüm ... kadastro tutanakları ve haritalarının kanun ve yönetmelikte belirlenen yöntem ile uygulanması sonucu belirlenir.
Aplikasyon; ... kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurulacak gerekli ... sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen ... sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi ... kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş ... sınırları daraltılamaz. Kesinleşmiş ... sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.
O halde; öncelikle, mahkemece ... İşletme Müdürlüğünden, ... sınır noktaları okunaklı olarak işlenmiş ve aslına göre renklendirilmiş 1949, 1977, 1984 ve 1995 yıllarına ilişkin onaylı ... tahdit harita örnekleri, ... tahdit noktalarına ilişkin çalışma tutanakları, işe başlama, ilan tutanakları getirtilmeli, 1984 yılında yapılan çalışmada 6831 sayılı Kanunun 2896 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle ... sınırları dışında kalan yerlerin ... kadastrosunu yapmak üzere ... kadastro komisyonuna yetki verildiği gözönüne alınarak 1984 yılında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest ... mühendisleri arasından seçilecek 2 uzman ... mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Kanuna göre ... kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “... sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, ... kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır” hükmü gereğince 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ilk ... tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen ... sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki ... sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, ... sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit ... sınır noktalarından hareketle, yine ... tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 ... kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek ... sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 yılı tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977, 1984 ve 1995 yıllarında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde çalışmasından sonra oluşturulmuş olan harita bu çalışmalarda uygulanan yöntem ve araçlar ile yerine uygulanmalı, çekişmeli taşınmazların bu ... sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, haritalar arasındaki farklılık varsa nereden kaynaklandığı belirlenmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan tüm haritaların ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazların 1949 yılındaki 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ... kadastrosunda oluşturulan ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattı ve 1977, 1984 ve 1995 yıllarında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile oluşturulan ve aynı ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattına göre çekişmeli taşınmazın konumunu ada bazında gösteren, ... sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli,1984 yılında yapılan ... kadastro çalışmasının ilan edilmediği ve kesinleşmemiş olması halinde, 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş ... tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen tahdit haritasının hukuki geçerliliğinin olmadığı gözönüne alınmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan rapor alınmalıdır.
2016/4761 - 2018/6496
2- Davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarına gelince;
Yukarıda belirtilen usule uygun olarak yapılacak inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında kaldığı ve ... sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığı taktirde, mahkemece yargılama sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının birbirleri ile çelişkili olduğu, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu hususunun halen belirsiz olduğu ve tesbit bilirkişilerinin duruşmada dinlenmesinin usulsüz olduğu gözönüne alınarak araştırma yapılmalıdır.
3402 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince bir mirasçı diğer mirasçıların muvafakatı olmadan kendi başına dava açabilir ve tek başına davaya devam edebilir. Aynı Kanunun 30/2. maddesi gereğince ise, yargılama sırasında dava açan mirasçıların dışında başka mirasçılar bulunduğunun anlaşılması halinde, hakim gerekli gördüğü tüm delilleri toplayarak re"sen hak sahibini belirlemek ve o kişi ya da kişiler adına tescil kararı vermekle yükümlü olduğu; ancak, bu hükmün, bir mirasçının diğer bir mirasçıya karşı açacağı davalarda uygulanma olanağının bulunduğu düşünülmelidir. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yerel bilirkişi ve tarafların tanıkları taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenerek, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu kim tarafından kaç yıl ne şekilde kullanıldığı, halen kim tarafından kullanıldığı, muristen kalmış ise, mirasçılar arasında usulüne uygun paylaşım yapılıp yapılmadığı, davalı tarafın dayandığı 1988 yılı satış senedinin çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, satıcı ... ..."ın zilyetliği davalıya devredilip devredilmediği hususları sorulmalıdır. Davacı gerçek kişiler, çekişmeli taşınmazın ... oğlu ... mirasçıları adlarına tescilini değil, sadece kendi miras paylarını dava ettiklerinden, yapılacak inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın 1972 yılında ölen ... mirasçılarına kaldığının saptanması halinde, 3402 sayılı Kanunun 29 ve 30/2. maddeleri gözönüne alınarak mahkemece davacıların miras paylarının davacılar adına, geriye kalan payların ise, davalı tesbit maliki adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözönünde bulundurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asıl dosyadan tefrik edilen 101 ada 517 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davada, davacı ... Yönetimi çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları içinde kaldığı ve ... sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, davaya katılmış, mahkemece, ... Yönetiminin ve davacı gerçek kişilerin davasının kısmen kabulüne ve ... sınırları içinde kalan (A) harfi ile işaretli 1053.41 m2 bölümün ... niteliğiyle Hazine, (C) harfi ile işaretli 6053.41 m2 bölümünün de muris ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2006/15613 E. - 17491 K. sayılı kararıyla “1) Davacı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden:
Mahkemece (C) harfi ile gösterilen bölümün ... olmadığından ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve ... Yönetimi tarafından aynı sebeplerle açılan dosyalarda ... kadastro çalışmalarına ilişkin evrakların eksik olduğu, uzman bilirkişi raporlarının bu nedenle denetlenemediği ve bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın ... tahdidine göre ... sınırları içinde kalıp kalmadığı hususu açıklanmış ise de, uygulamanın ne şekilde yapıldığı ... tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve bu açıklamanın hangi tarihteki uygulamaya ilişkin olduğu belirlenemediği gibi, sadece iki ... tahdit noktasının belirterek (noktaların kadastro paftası üzerinde nereye konulduğu gösterilmeden) kroki düzenledikleri, bu hali ile raporların yetersiz olduğu, ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde 1949 yılında seri bazında ... kadastro çalışmalarının, 1977 yılında aplikasyon ve 2/B madde çalışmalarının yapıldığı ve kesinleştiği, 07.08.1984 yılında ise, sınırlaması yapılmayan ormanların kadastrosunu, önceki ... kadastro çalışmalarının aplikasyonunu ve 2/B madde uygulamasını yapmak üzere ... kadastro komisyonunun çalışmalara başladığı, ancak, 1984 yılındaki çalışmanın ilan edilerek kesinleşip kesinleşmediği belli olmadığı gibi bu çalışmadan sonra 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan ve bu dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunduğu anlaşılmaktadır.
... kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin ... olup olmadığı ve hukuki durumu o yer ile ilgili tüm ... kadastro tutanakları ve haritalarının yasa ve yönetmelikte belirlenen yöntem ile uygulanması sonucu belirlenir. 2016/4761 - 2018/6496 Aplikasyon; ... kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurulacak gerekli ... sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen ... sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi ... kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş ... sınırları daraltılamaz. Kesinleşmiş ... sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.
O halde; öncelikle, mahkemece ... İşletme Müdürlüğünden, ... sınır noktaları okunaklı olarak işlenmiş ve aslına göre renklendirilmiş 1949, 1977, 1984 ve 1995 yıllarına ilişkin onaylı ... tahdit harita örnekleri, ... tahdit noktalarına ilişkin çalışma tutanakları, işe başlama, ilan tutanakları getirtilmeli, 1984 yılında yapılan çalışmada 6831 sayılı Kanunun 2896 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle ... sınırları dışında kalan yerlerin ... kadastrosunu yapmak üzere ... kadastro komisyonuna yetki verildiği gözönüne alınarak 1984 yılında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest ... mühendisleri arasından seçilecek iki uzman ... mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Kanuna göre ... kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “... sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, ... kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır” hükmü gereğince 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ilk ... tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen ... sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki ... sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, ... sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit ... sınır noktalarından hareketle, yine ... tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 yılı ... kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek ... sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 yılı tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977 ve 1984, 1995 yıllarında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde, 2/B madde çalışmasından sonra oluşturulmuş olan harita bu çalışmalarda uygulanan yöntem ve araçlar ile yerine uygulanmalı, çekişmeli taşınmazların bu ... sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, haritalar arasındaki farklılık varsa nereden kaynaklandığı belirlenmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan tüm haritaların ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazların 1949 yılındaki 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ... kadastrosunda oluşturulan ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattı ve 1977 ve 1984 1995 yıllarında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile oluşturulan ve aynı ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattına göre çekişmeli taşınmazın konumunu ada bazında gösteren, ... sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, 1984 yılında yapılan ... kadastro çalışmasının ilan edilmediği ve kesinleşmemiş olması halinde, 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş ... tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen tahdit haritasının hukuki geçerliliğinin olmadığı gözönüne alınmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan rapor alınmalıdır.
2) Davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarına gelince;
Yukarıda belirtilen usule uygun olarak yapılacak inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında kaldığı ve ... sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığı taktirde, mahkemece yargılama sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının birbirleri ile çelişkili olduğu, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu hususunun halen belirsiz olduğu ve tesbit bilirkişilerinin duruşmada dinlenmesinin usulsüz olduğu gözönüne alınarak araştırma yapılmalıdır. 2016/4761 - 2018/6496 3402 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince bir mirasçı diğer mirasçıların muvafakatı olmadan kendi başına dava açabilir ve tek başına davaya devam edebilir. Aynı Kanunun 30/2. maddesi gereğince ise, yargılama sırasında dava açan mirasçıların dışında başka mirasçılar bulunduğunun anlaşılması halinde, hakim gerekli gördüğü tüm delilleri toplayarak resen hak sahibini belirlemek ve o kişi ya da kişiler adına tescil kararı vermekle yükümlü olduğu; ancak, bu hükmün, bir mirasçının diğer bir mirasçıya karşı açacağı davalarda uygulanma olanağının bulunduğu düşünülmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yerel bilirkişi ve tarafların tanıkları taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenerek, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu kim tarafından kaç yıl ne şekilde kullanıldığı, halen kim tarafından kullanıldığı, muristen kalmış ise, mirasçılar arasında usulüne uygun paylaşım yapılıp yapılmadığı, davalı tarafın dayandığı 1988 yılı satış senedinin çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, satıcı ... ..."ın zilyetliği davalıya devredilip devredilmediği hususları sorulmalıdır. Davacı gerçek kişiler, çekişmeli taşınmazın ... oğlu . mirasçıları adlarına tescilini değil, sadece kendi miras paylarını dava ettiklerinden, yapılacak inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın 1972 yılında ölen Hasan Uysal mirasçılarına kaldığının saptanması halinde, 3402 sayılı Kanunun 29 ve 30/2. maddeleri gözönüne alınarak mahkemece davacıların miras paylarının davacılar adına, geriye kalan payların ise, davalı tesbit maliki adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözönünde bulundurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asıl dosyadan tefrik edilen 101 ada 516 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davada, davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kısmen kesinleşen ... sınırları içinde kaldığı ve ... sayılan yerlerden olduğu, iddiasıyla davaya katılmış, mahkemece ... Yönetiminin davasının reddine, gerçek kişilerin davasının kabulüne ve taşınmazın muris ...mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyiz üzerine Dairemizin 2006/11346 E. - 14717 K. sayılı kararıyla; “1- Davalı gerçek kişinin temyiz itirazları yönünden;
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın davalı ve davacı gerçek kişilerin ortak miras bırakanı ..."dan kaldığı, ölümü ile terekesinin mirasçılar arasında taksim edilmediği, bazı mirasçıların köyden ayrılmaları nedeniyle taşınmazı fiilen kullanamadıkları, taksime dayanan davalının taksim hususunu kanıtlayamadığı anlaşıldığına göre temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve ... Yönetimi tarafından aynı sebeplerle açılan dosyalarda ... kadastro çalışmalarına ilişkin evrakların eksik olduğu, uzman bilirkişi raporlarının bu nedenle denetlenemediği ve bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın ... tahdidine göre ... sınırları içinde kalıp kalmadığı hususu açıklanmış ise de, uygulamanın ne şekilde yapıldığı ... tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenip eşitlenmediği ve bu açıklamanın hangi tarihteki uygulamaya ilişkin olduğu belirlenemediği gibi sadece iki ... tahdit noktasının belirterek (noktaların kadastro paftası üzerinde nereye konulduğu gösterilmeden) kroki verdikleri, bu hali ile raporların yetersiz olduğu saptanmıştır. Ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyünde 1949 yılında ... kadastro çalışmalarının, 1977 yılında aplikasyon ve 2. madde çalışmalarının yapıldığı ve kesinleştiği, 07.08.1984 yılında ise sınırlaması yapılmayan ormanların kadastrosunu, önceki ... kadastro çalışmalarının aplikasyonunu ve 2/B madde uygulamasını yapmak üzere ... kadastro komisyonunun çalışmalara başladığı anlaşılmıştır. Ancak, 1984 yılındaki çalışmanın ilan edilerek kesinleşip kesinleşmediği belli olmadığı gibi bu çalışmadan sonra ise 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan ve bu dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
... kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin ... olup olmadığı ve hukuki durumu o yer ile ilgili tüm ... kadastro tutanakları ve haritalarının yasa ve yönetmelikte belirlenen yöntem ile uygulanması sonucu belirlenir.
Aplikasyon; ... kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurulacak gerekli ... sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen ... sınır noktalarının 2016/4761 - 2018/6496 aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. md.). Aplikasyon işlemi ... kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş ... sınırları daraltılamaz. Kesinleşmiş ... sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.
O halde; öncelikle, mahkemece ... İşletme Müdürlüğünden, ... sınır noktaları okunaklı olarak işlenmiş ve aslına göre renklendirilmiş 1949, 1977, 1984 ve 1995 yıllarına ilişkin onaylı ... tahdit harita örnekleri, ... tahdit noktalarına ilişkin çalışma tutanakları, işe başlama, ilan tutanakları getirtilmeli, 1984 yılında yapılan çalışmada ... sınırları dışında kalan yerlerin ... kadastrosunu yapmak üzere ... kadastro komisyonuna yetki verildiği göz önüne alınarak 1984 yılında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest ... mühendisleri arasından seçilecek 2 uzman ... mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Kanuna göre ... kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “... sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, ... kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır” hükmü gereğince 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ilk ... tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen ... sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki ... sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, ... sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit ... sınır noktalarından hareketle, yine ... tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 yılı ... kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek ... sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 yılı tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977, 1984 ve 1995 yıllarında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde, 2/B madde çalışmasından sonra oluşturulmuş olan harita bu çalışmalarda uygulanan yöntem ve araçlar ile yerine uygulanmalı, çekişmeli taşınmazların bu ... sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, haritalar arasındaki farklılık varsa nereden kaynaklandığı belirlenmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan tüm haritaların ve kadastro paftasının ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazların 1949 yılındaki 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ... kadastrosunda oluşturulan ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattı ve 1977 ve 1984 1995 yıllarında yapılan ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile oluşturulan ve aynı ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattına göre çekişmeli taşınmazın konumunu ada bazında gösteren, ... sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli,1984 yılında yapılan ... kadastro çalışmasının ilan edilmediği ve kesinleşmemiş olması halinde, 1949 yılından sonra yapılan çalışmaların sadece aplikasyon uygulaması olduğu ve yapılan aplikasyon uygulaması ile kesinleşmiş ... tahdit hattının değiştirilemeyeceği ve bu çalışma ile düzenlenen tahdit haritasının hukuki geçerliliğinin olmadığı gözönüne alınmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2009/3709-5509 sayılı kararıyla “Her ne kadar dairece, gerçek kişilerin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ise de, yapılan incelemede, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu hususunun duraksamaya yer verilmeyecek biçimde kanıtlanmadığı gözlenmiştir.
Bu nedenle yöntemince yapılacak araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında kaldığı ve ... sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığı takdirde, mahkemece yargılama sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının birbirleri ile çelişkili olduğu, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu hususunun halen belirsiz olduğu ve tesbit bilirkişilerinin duruşmada dinlenmesinin usulsüz olduğu gözönüne alınarak araştırma yapılmalıdır. 2016/4761 - 2018/6496 3402 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince bir mirasçı diğer mirasçıların muvafakatı olmadan kendi başına dava açabilir ve tek başına davaya devam edebilir. Aynı Kanunun 30/2. maddesi gereğince ise, yargılama sırasında dava açan mirasçıların dışında başka mirasçılar bulunduğunun anlaşılması halinde, hakim gerekli gördüğü tüm delilleri toplayarak re"sen hak sahibini belirlemek ve o kişi ya da kişiler adına tescil kararı vermekle yükümlü olduğu; ancak, bu hükmün, bir mirasçının diğer bir mirasçıya karşı açacağı davalarda uygulanma olanağının bulunmadığı düşünülmelidir.
Mahkemece, taşınmaz başında yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tarafların tanıkları dinlenerek, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu kim tarafından kaç yıl ne şekilde kullanıldığı, halen kim tarafından kullanıldığı, muristen kalmış ise, mirasçılar arasında usulüne uygun paylaşım yapılıp yapılmadığı, davalı tarafın dayandığı 1988 tarihli satış senedinin çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, satıcı ... ..."ın zilyetliği davalıya devredilip devredilmediği hususları sorulmalıdır. Davacı gerçek kişiler, çekişmeli taşınmazın ... oğlu ... mirasçıları adlarına tescilini değil, sadece kendi miras paylarını dava ettiklerinden, yapılacak inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın 1972 yılında ölen ...mirasçılarına kaldığının saptanması halinde, 3402 sayılı Kanunun 29 ve 30/2. maddeleri gözönüne alınarak mahkemece davacıların miras paylarının davacılar adına, geriye kalan payların ise, davalı tesbit maliki adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözönünde bulundurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamlarına uyulmasına karar verilerek dosyaların birleştirilmesine karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda 2013/97 Esas sayılı dosya hakkında davacıların davasının kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 101 ada 511 ve 452 parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, 2013-96 Esas sayılı dosya hakkında davacı ... İdaresinin davasının reddine, davacıların davasının kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 101 ada 515 parselin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, 2013/98 Esas sayılı dosya hakkında davacı ... İdaresinin davasının kabulüne, davacı gerçek kişilerin davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 101 ada 516 ve 517 parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile, dosyada mevcut teknik bilirkişilerin 22/02/2013 havale tarihli ek raporlarına göre: dava konusu 101 ada 516 parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 535.36 m2"lik kısmının aynı adanın en son parsel numarası verilerek ... niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 3141.75 m2"lik kısmının 101 ada 516 parsel numarası ve "bağ" niteliği ile davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 101 ada 517 parselin krokide (D) harfi ile gösterilen 2784,23 m2"lik kısmının aynı adanın en son parsel numarası verilerek ... niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen 4323,14 m2"lik kısmının 101 ada 517 parsel numarası ve "bağ" niteliği ile taşınmazların davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile davalı/birleşen davalı ... ve birleşen davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında ... kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2. madde ve 2/B, 1995 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen ... tahdit haritası ve tutanaklara değer verilerek yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların kısmen ... tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve çekişmeli taşınmazların ortak miras bırakan ..."dan miras kaldığı ve mirasçılar arasında usulüne uygun paylaşım yapılmadığı belirlenerek ... sınırları dışında kalan taşınmaz bölümlerinin Hasan Uysal mirasçıları adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. 2016/4761 - 2018/6496 maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca ... Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 16/10/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.