Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu tarafından alacaklı aleyhine 13.500 TL bedelli çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti üzerine mahkemece ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayet reddedilmiş, borçlunun temyizi dairemizce kesinlik sınırından reddedilmiştir. Uyuşmazlık konusu miktar, İİK"nun 363. maddesi gereğince kesinlik sınırının üzerinde olduğundan mahkeme kararının temyiz kabiliyeti vardır. Dairemizin 19.10.2011 tarih, 2011/26696-19362 sayılı ret kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verildi.
Borçlunun 05.09.2011 tarihli temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; tebliğ yapılan adresin müvekkiline ait olmadığını, .......şirkete ait bir adres olduğunu, müvekkilinin gerçek adresinin ..... olduğunu ileri sürerek usulsüz tebligatın iptali ile öğrenme tarihinin 17.03.2011 tarihi olarak tespitini istemiştir.
Somut olayda örnek 7 ödeme emri adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Sözkonusu bu adres, borçlunun şikayet dilekçesi ekinde sunduğu İstanbul Ticaret Odası"ndan alınan 18.03.2011 tarihli belgeye göre .....adresi olup, borçlunun gerçek adresinin resmi kayıtlardan araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.