(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/26996 E. , 2020/1569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı, özel okul olan davalı işyerinde 04.03.2011 tarihinden 28.08.2013 tarihine kadar İngilizce öğretmeni olarak aralıksız çalıştığını, 2010-2011 ve 2011-2012 eğitim öğretim yılında ek mesai olarak her cumartesi günü 09.00-12.00 saatleri arasında öğrencilere zorunlu etüd uygulamasına katıldığını, 2012-2013 eğitim yılında ise 15.40-17.00 saatleri arasında okulda kalıp çalışmaya zorlandığını, bu çalışma saatlerinin normal mesai olmayıp ek ücret gerektiren çalışmalar olduğunu ancak karşılığı ücretin ödenmediğini, iş akdinin davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğini beyanla, kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen 6 aylık ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, yapılan son sözleşmede davacıya maaş ve ek ders ücreti dahil olmak üzere 1.300,00 TL ödeneceğinin açıkça hükme bağlandığını, işin niteliği gereği davacıya fazla çalışma ücreti ödenemeyeceğini varsa ek ders ücretinin ödeneceğini, nitekim ek ders ücretlerinin de davacıya ödendiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesine göre; “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz.Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.”5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun “Özlük hakları ve sorumluluklar” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılır. Mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabilir.”
Her iki yasal düzenleme çerçevesinde değerlendirme yapılacak olursa, 5580 sayılı Kanuna göre yapılan iş sözleşmelerinin, kanun gereği belirli süreli olduğu, yani İş Kanunu’nda öngörülen “objektif sebep” unsurunun baştan itibaren mevcut olduğu kabul edilmelidir. Anılan Kanun kapsamındaki sözleşmelerin birden fazla yenilenmesi halinde ise, yine kanundan doğan bir esaslı nedenin bulunduğu değerlendirilerek, sözleşmenin belirli süreli olma özelliğini koruyacağı ifade edilmelidir.
Nitekim, 5580 sayılı Kanun kapsamında çalışanların iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun 23.02.2018 tarih, 2017/1 esas - 2018/2 karar sayılı içtihadı birleştirme kararında "5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında çalışanların iş sözleşmelerinin üst üste yenilense dahi bu yenilenmenin yasadan kaynaklandığı ve sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olma özelliğini koruduğu, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanların iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaklarına" karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu"nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı” hükmünü içermekte olup, somut uyuşmazlığın İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde ele alınması yasal bir zorunluluktur.
Davacının özel okul olan davalı işyerinde, kanuni düzenlemenin bir gereği olarak 5580 sayılı Kanun"a tabi şekilde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü zorunlu olup, bu tür sözleşmelerde İş Kanunu’nun 11/3 maddesindeki esaslı nedenin kendiliğinden mevcut olduğu değerlendirilmektedir. Sözleşmenin niteliği gereği belirli süreli iş sözleşmelerinde belirsiz süreli iş sözleşmelerine özgü bildirimli fesih yapılamaz. İhbar tazminatı ise, bildirim süresinin hiç veya kısmen uyulmamasının yasal sonucudur. Dairemiz uygulamasına göre, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabi olarak çalışan işçinin iş sözleşmesinin, işverence haklı bir sebep olmaksızın yenilenmemesi halinde, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmekte olup (22 HD 02.05.2016 T, 2015/8190 E., 2016/12828 K., 22.HD 22.02.2015, 2014/25784 E., 2015/35474 K, Ayrıca HGK 22.02.2017 T, 2015/22-922 E., 2017/316 K., HGK 26.11.2014 T, 2013/22-1443 E.-2014/958 K sayılı kararları), mahkemenin kıdem tazminatı talebinin kabulüne dair kararı isabetlidir. Ancak, taraflar arasındaki iş sözleşmesi yasa gereğince belirli süreli iş sözleşmesi olup, İş Kanunu’nun 17. maddesindeki koşulların oluşmadığının anlaşılmasına göre ihbar tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur.
3-Davacının ek ders ücreti ve hafta sonu kurs ücreti alacağının belirlenmesi hususunda uyuşmazlık mevcuttur.Davacı, davalı özel okuldaki 09:00-15:20 olan normal mesaisine ek olarak, 2010-2011 ve 2011-2012 eğitim öğretim dönemlerinde her cumartesi 09.00-12.00 saatleri arasında zorunlu etüd çalışmasına katıldığını, 2012-2013 eğitim öğretim döneminde ise 15.40-17.00 saatleri arasında okulda kalıp çalışmaya zorlandığını, ancak karşılığı ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise davacıya maaş ve ek ders ücreti dahil 1.300,00 TL ödeneceğinin sözleşmesinde açıkça kararlaştırıldığını, işin niteliği gereği davacıya zaten fazla çalışma ücreti ödenmeyeceğini varsa ek ders ücretinin ise ödendiğini ve haftalık 45 saati geçen çalışması olmadığından fazla mesai ücretinin olmayacağını savunmuştur. Mahkemece hükme dayanak alınan raporda, hesaplamaların salt tanık beyanlarına göre yapıldığı anlaşılmaktaysa da, davacının haftalık kaç saat derse girdiği hususunun hafta içi ve hafta sonu ders programlarının bağlı bulunduğu Milli Eğitim Müdürlüğü’nden istenerek dosyaya kazandırılmaksızın gerçekleştirilmiş olan belirleme eksik incelemeye dayalı ve hatalı bulunup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.