Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13843
Karar No: 2018/2643
Karar Tarihi: 19.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13843 Esas 2018/2643 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/13843 E.  ,  2018/2643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; uzun yıllar otomotiv sektöründe çeşitli şirketlerde satış müdürü olarak çalıştığını, bu alanda başarılı olması nedeniyle oto galericiliği yapan davalı şirketin kendisine ortaklık teklif ettiğini, teklifi kabul etmesi üzerine davalı ile aralarında oto alım satım işi yapmak üzere mart 2010 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu, kendisinin ortaklığa emeğini, sermayesini ve ticari itibarını koyduğunu, ortaklığın tüm giderlerine davalı şirket ile birlikte %50 oranında katıldığını, araç satışlarından elde edilen karı da davalı şirketle yarı yarıya (%50 olarak) paylaştıklarını, davalı şirketin ortağı ve temsilcilerinden olan ..."ın el yazısı ile tutmuş olduğu kasa defterinde de aylık karın davalı şirket ile yarı yarıya paylaşıldığının yazıldığını bu ajandanın yazılı delil başlangıcı nitelinde olduğunu, ortak olarak bulundukları dönemde araç satışlarının %95"inin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini, satışa esas vekaletnamelerin kendisi adına düzenlendiğini, arada yazılı sözleşme olmasa dahi tüm bu hususların ortaklık ilişkisini kanıtlamaya yeterli olduğunu, ancak son dönemlerde davalı şirketin kendisini saf dışı bırakmak için birtakım işlemler yapmaya başladığını ve ortaklığı tek taraflı olarak sona erdirmeye çalıştıklarını, ortaklığın devam etmesinin artık mümkün olmadığını ileri sürerek, adi ortaklığın malvarlığının tespiti ile tespit edilen bu malvarlığının feshine ve yargılama sonucu belirlenecek tasfiye alacağının 100.000-TL.den az olmamak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacı ile aralarında bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davacının çalışan (işçi) olarak girdiği 41 yıllık bu aile şirketine ortak olduğunu iddia etmesinin gülünç olduğunu, davacının şirkette işçi (satış temsilcisi) olarak (maaş+prim usulü ile) çalıştığını ve görevinin zaten araç alım satımlarını gerçekleştirmek olduğunu, şirket ortağı ... tarafından tutulduğu ve ortaklığa delil olduğu iddia edilen deftere ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, şirketi temsil yetkisinin şirket diğer ortağı Bilgin Bıçkılar"a ait olduğunu, şirketin temsilcisi konumunda olmayan ve şirketi adına belge düzenleme yetkisi bulunmayan diğer ortak tarafından düzenlendiği iddia olunan bir belgenin, şirketi bağlamayacağını, şirketin yetkili organlarınca alınmış bir karar olmadan şirketin hiç kimse ile ortaklık kuramayacağını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; "Ayrıntısı bilirkişi kurulu raporu ve ek raporunda açıklandığı üzere,davacıya ait banka hesap ekstreleri, davacıya yapılan ücret ödemesine ilişkin kayıtlar, davacının davalı şirket ile çalışma biçimi konusundaki beyanları ve diğer iddia savunma ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; hesap hareketlerinin oldukça fazla olduğu, alınan ve gönderilen havalelerin çokluğu ve sıklığı yanında, bu havalelerin miktarlarının da yüksek olduğu, para hareketlerinde çok sayıda taşıt plakalı araçların alım ve satım bedelleri açıklamaları ile EFT"lerin olduğu, davalı şirkette asgari ücretle çalıştığı görülen bir kişinin bu miktarlarda havaleler yapması ve almasının, ayrıca çalışan bir personelin bu havaleleri yapmak için harcadığı zamana işveren tarafından olumlu bakılmasının dahi hayatın olağan akışını uygun olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık kapsamında değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 67.875,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dava, taraflar arasında araç alım satımı için kurulduğu ileri sürülen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye alacağı istemine ilişkindir.
    Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia eden düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun varlığına delalet edecek karşı taraf elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, makine ile yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış, parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa HUMK.nun 292-...202. maddesi uyarınca satış sözleşmesi "tanık" dahil her türlü delil ile ispat edilebilir.
    Somut olayda davacı, davalı şirket ile aralarında ikinci el araç alım satımı yapmak konusunda sözlü olarak adi ortaklık kurduğunu ileri sürerek, fiilen sona eren ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiş, davalı ise ortaklık ilişkisini inkar etmişlerdir.Taraflar arasında ortaklığa ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı, davada delil olarak kendisine ve davalı şirkete ait banka hesap hareketleri ile davalı şirket ortağı ... tarafından yazıldığını iddia ettiği ajandaya dayanmıştır. Taraflara ait banka hesap hareketleri adi ortaklığın varlığını kanıtlayacak nitelikteki (davalı tarafından düzenlenen) belgeler değildir. Davacı tarafça sunulan ajandadaki yazılar ise davalı tarafından kabul edilmemiş, bu belgenin şirketi temsile yetkili ortak tarafından yazılmadığı, bu nedenle davalı şirket açısından bağlayıcı olamayacağı belirtilerek bu belgeye karşı çıkılmıştır. Bu itibarla davacı tarafça dayanılan bu belge de, adi ortaklık ilişkisini ispat edebilecek bir belge (yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı) niteliğinde kabul edilemeyecektir.
    O halde mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, delil olarak sunulan belgelerin davalı ile aralarında bir adi ortaklık bulunduğu hususunun kabulüne elverişli olmadığı, davacının davalı ile aralarında adi ortaklık bulunduğu iddiasını HMK"nın 200.maddesi kapsamında yazılı delille ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi