1. Hukuk Dairesi 2018/341 E. , 2018/7976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ... iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, davalı ile ... olduklarını, paydaşı ve maliki olduğu 216, 631, 184, 204, 822 ve 823 ... sayılı taşınmazları davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, ancak davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediğini ileri sürerek sözleşmenin feshi ile davalı adına olan ... kaydının payı oranında iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı,sözleşmedeki tüm edimleri yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının bakım görevini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ...’in 09.02.1993 tarihli akitle 216,631 ve 184 ... sayılı taşınmazların tamamını, 204 ... sayılı taşınmazdaki 1/2 payını, 822 ve 823 ... sayılı taşınmazlardaki 1/3 payını ölünceye kadar bakıp beslemek kaydıyla davalıya devrettiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. ... Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmışsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır. ” şeklinde açıklamıştır.
Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkisine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK"nın 617. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi feshetme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
Öte yandan, TBK"nın 617/son maddesi hükmüne göre; “..., sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir (kaydı hayat ile bir irat) bağlayabilir.”
Uyuşmazlığın değinilen hüküm (TBK"nin 617/son maddesi) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek gelir, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
Somut olaya gelince, dinlenen tanık beyanlarından davacı ve davalının aynı ... içinde ayrı evlerde yaşadığı, davacının bakımının davalı ve eşi tarafından yapıldığı , bilahare sebebi dosyaya yansımamakla birlikte davacının davalıyı bıçakladığı, bu durumun adli mercilere yansıtılmadan aile arasında kaldığı, bunun üzerine davacının ... terk ederek başka bir köye gittiği ve çobanlık yaptığı, o halde bakım borcunun yerine getirilmemesinin davalıdan kaynaklanmadığı, münhasıran davacının kusuru nedeniyle davalının bakım borcunu yerine getiremediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler ve belirlenen olgular birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.