20. Hukuk Dairesi 2018/994 E. , 2018/6591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde; davacının ... mahallesi, 106/4 pafta, 368 ada 153 sayılı parselde kayıtlı ... mahallesi, ... sokak, No: ... ... adresinde bulunan ana gayrimenkulde 19 nolu bağımsız bölümün maliki olduğu, ana taşınmazın bağımsız bölümlerinin arsa paylarının tapuya tescili sırasında bağımsız bölümlerin payları ile arsa paylarının oranlı olarak tahsis edilmediği iddia edilerek arsa paylarının yeniden düzenlenmesi istenilmiştir.
Mahkemece; 1966 yılında kat mülkiyeti kurulan dava konusu taşınmazda bu tarihte bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan ve arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenlerin varlığı bakımından kat mülkiyetinin kurulduğu tarih dikkate alındığında aradan geçen sürede taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, bağımsız bölümlerin kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerlerinin itibariyle, tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu konusunda yasal ve bilimsel delillerin davacı tarafından sunulamadığı, alınan bilirkişi raporu kapsamına göre de davada paylar bakımından küçük oranda sayılabilecek saptamaların bildirilmesine rağmen 6306 Kanun çerçevesinde yapılan işlemler bakımından mahkemece TMK"nın 2. hükmüne aykırı bir düzeltme hükmünün 3. şahısların munzam zararlarını artırıcı sonuçlar doğurabileceği açık olmakla bilirkişi raporuyla açık seçik ve her türlü somut verilerin ortaya konulamadığı, soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı açık olmakla yasal koşulları oluşmayan ve kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 27/12/2017 gün ve 2017/1635 E. - 2017/1934 K. sayılı kararıyla “davacıya ait 19 numaralı bağımsız bölümün mevcut arsa payının 550/13500 iken 552/13500 olarak düzeltilmesi gerektiğinin belirtildiği, tapu kaydında mevcut arsa payları incelendiğinde aynı katta aynı nitelikte bulunan daireler için aynı ya da birbirine yakın arsa payının verildiği, taşınmazın 1357 m² olduğu, davacının bağımsız bölümünün arsa payının 550/13500 (0,04074 ) iken, 552/13500 (0,04088 ) oranında olması gerektiğine yönelik değerlendirme yapıldığı, aradaki farkın, değişikliğin 0,0001 olduğu, bunun m² hesabında 0,18 m2 olduğu, bu durumun esaslı değişiklik yaratmadığı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesi hükmüne göre arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olması gerektiği, mahkemece değerlendirme yapılarak esaslı değişikliği gerektirmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan HMK"nın 353/1-b/1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arsa paylarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 2018/994 - 2018/6591 634 saylı KMK"nın 3. maddesinde "Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün bağımsız bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleri ile oranlı olarak projesinde tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız bölümlerin payları ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibi, arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir." hükmü düzenlenmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davaya konu anataşınmazda kat irtifakının 18.03.1966 tarihinde kurulduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar dosyada mevcut bilirkişi raporunda anataşınmazda kat irtifakının kurulduğu 18.03.1966 tarih dikkate alınarak davacının arsa payının 550/13500 iken 552/13500 olarak değişmesi gerektiği tespit edilmişse de bahsedilen maddeden de anlaşılacağı üzere somut olayda belirlenen hususların arsa paylarını değiştirecek nitelikte olmadığı dolayısıyla 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesindeki yasal koşulların gerçekleşmediği tespit edilmiştir. Ayrıca, uyuşmazlık konusu dava maktu vekalet ücretine tabi olup davalıların ayrı vekilleri olduğu anlaşılmakla vekalet ücreti konusunda hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle bölge adliye mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmayıp yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK’nın 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 22/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.