21. Hukuk Dairesi 2016/20112 E. , 2017/8099 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Asil ve birleşen dava bakımından; Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan DSİ Genel Müdürlüğü ile ...-... Müh. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu olayının kurumca iş kazası olarak kabul edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davacının sürekli iş göremezlik oranını ilk olarak 21/04/2010 tarihli raporuyla %18,20 olarak belirlediği ve davacının bakıma muhtaç durumda olmadığını, kontrol muayenesi gerekmediğini tespit ettiği, davacı tarafın bu orana Yüksek Sağlık Kurulu nezdinde itiraz ettiği ancak itiraz sonucunda verilen raporun dosya arasına celp edilmediği, buna karşılık gelir bağlama kararı ve ilk peşin sermaye değerine dair evrakların incelenmesinden davacının sürekli işgöremezlik oranının Kurum tarafından %52,00 kabul edildiğinin anlaşıldığı ancak bu gelir bağlama kararı ve ilk peşin sermaye değerine dair evraklardan davacının bakıma muhtaç olup olmadığının belirlenemediği, yerel mahkemenin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi"nin 28/05/2014 tarihli raporunu hükme esas aldığı, raporda davacının sürekli işgöremezlik oranının %97,00 olarak belirlendiği, anılan bu raporda davacının bakıma muhtaç durumda olup olmadığının ise bildirilmediği anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranıyla kazalı sigortalının bakıma muhtaç durumda olup olmadığının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı; iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, yukarıda açıklanan raporlar dikkate alındığında davacı kazalının Sosyal Güvenlik Kurumu ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi tarafından tespit edilen sürekli iş göremezlik oranlarıyla bakıma muhtaç durumda olup olmadığı konusunda çelişki ve belirsizlikler bulunduğu anlaşılmasına karşın bu çelişkiler giderilip, bakıma muhtaç olup olmadığı kesinleştirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, iş kazası sonucu yaralanmaya ilişkin tüm tıbbi evraklar ve bu arada dosya kapsamından akıbeti anlaşılamayan davacının itirazı sonucunda Yüksek Sağlık Kurulu"nun verdiği karar temin edildikten sonra davacı sigortalının tespit edilen sürekli iş göremezlik oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve bakıma muhtaç durumda olup olmadığını belirleyebilmek için Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu"ndan rapor almak ve oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.