20. Hukuk Dairesi 2017/6507 E. , 2018/6608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 07/09/2015 harç tarihli dava dilekçesinde, dava konusu ... rumuzlu, ... ilçesi ... ... mahallesi, ... mevkiinde bulunan yerin, 3116 sayılı ... tahdit çalışmalarında ... sınırları dışında kaldığını, 766 sayılı Kanun kapsamında 1971 yılında yapılan arazi tapulama çalışmalarında zilyetliğin oluşmadığı ve ... örtüsü ile kaplı olduğu gerekçesi ile tespit dışı bırakıldığını, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufunda bulunduğunu, 1744, 2896 ve 3302 sayılı Kanun çalışmalarında da ... sayılmayan alanda kaldığını, çok uzun zamandan beri en az 2 kapalılıkta (%40 üzeri) ... ağaçları bulunan bir yer olduğunu, Devlet ormanına bitişik olduğunu, toprak derinliği ve yapısı itibariyle ... yetiştirmeye uygun saha olduğunu, ... Defterdarlığı ... Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığınca ... olarak kullanılmak üzere kuruma tahsis edildiğini ileri sürerek dava konusu ... rumuzlu yerin ... vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya müdahale talebinde bulunan ... vekili, dava konusu taşınmaz hakkında daha önce ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, mahkemenin 2014/707 Esas 2015/377 Karar sayılı ilamı ile lehlerine karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasında olduğunu, henüz kesinleşmediğini, karar sonrasında ... Yönetiminin eldeki davayı açtığını ileri sürerek derdestlik itirazında ve hükmün onanması halinde kesin hüküm itirazında bulunmuş, taşınmazın bulunduğu yer olan ve ... rumuzu ile belirtilen yerler için kadastro çalışmalarından sonra 137/4 parsel hakkında kadastro mahkemesinin 2016/7 Esas 137/5 parsel hakkında kadastro mahkemesinin 2016/21 Esas sayılı davalarını açtıklarını, başkaları tarafından da aynı mahiyette davalar açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, dava konusu edilen yerin Kadastro Kanunu geçici 8. maddeye göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında 137 ada 5 parsel olarak sınırlandırıldığı ve ... Kadastro Mahkemesinin 2016/21 Esasında davalı olduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin Kadastro Kanununun 26. ve 27. maddelerine göre Kadastro Mahkemesinde bulunduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-c ve 115/1-2 maddelerine göre davanın görev yönünden usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın re"sen görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile asli müdahale talebinde bulunan ... vekili tarafından istinaf edilmekle, ... Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 8. maddesi uyarınca kadastro çalışması yapılarak dava konusu taşınmazın 137 ada 5 parsel olarak 2017/6507-2018/6608 sınırlandırıldığı ve malik hanesinin Hazine adına doldurulduğu, tespit günü itibariyle dava konusu taşınmaz genel mahkemede davalı bulunduğundan kadastro tutanağının malik hanesinin doldurulmuş olmasının hukukça değer taşımadığı, mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından davacı ... İdare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, her ne kadar asli müdahale talebinde bulunan ..."in müdahale talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı ise de müdahale talebi ve derdestlik itirazı görevli kadastro mahkemesince de değerlendirileceğinden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararına karşı istinaf başvurusu yapılmış ve bu karar doğru bulunarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise bu kararın temyiz edilemeyeceğine dair HMK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak HMK"nın 353/1-a/4. maddede mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması halinde bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği belirtilmiştir.
HMK 362/1-c maddede ise; yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden HMK’da bölge adliye mahkemesine dosyayı asıl görevli mahkemeye de gönderebilme yetkisini de taşıyan görevle ilgili kesin karar verme ve uyuşmazlık çıkması halinde kesin olarak çözümleyen karar verme yetkisi tanındığı görülmektedir. Bu nedenle yasada görev hususunun en geç bölge adliye mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği açıkça görüldüğünden görev hususunu inceleyen bölge adliye mahkemesi kararına karşı özellikle 362/1-c madde hükmü de gözetildiğinde temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; asliye hukuk mahkemesine açılan davada verilen görevsizlik kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesinin görev hususunu çözümler nitelikteki kararı kesin olup temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere görevle ilgili bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.