1. Ceza Dairesi 2018/3513 E. , 2018/5570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tasarlayarak öldürme, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme
HÜKÜM : a)TCK"nin 82/1-a, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası.
b) TCK"nin 142/1-b, 143/1, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 5 ay 13 gün hapis cezası.
c) TCK"nin 116/4, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1) 5271 sayılı CMK’nin, 7079 sayılı Kanunun 94. maddesiyle değişik 299/1. maddesi uyarınca sanık müdafıinin duruşmalı inceleme isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.
2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’in maktul ... ...’yı tasarlayarak kasten öldürme, nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta, sair hususlara, katılan vekilinin sair hususlara yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
21.07.1988 doğumlu ... hakkında Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2008 gün, 2007/233 Esas ve 2008/307 sayılı Kararı ile maktul ... ...’ya karşı 01.01.2007 suç tarihli nitelikli kasten öldürme, konut dokunulmazlığını ihlal ve nitelikli hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin Dairemizin 08.12.2009 gün, 2009/1041 Esas ve 2009/7486 sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği,
Yargılama sırasında yaş tashihi talebinde bulunulmadığı halde mahkumiyet kararlarının kesinleşmesini müteakip, müdafii tarafından 28.10.2010 tarihli dilekçeyle hükümlünün 21.07.1988 olan doğum tarihinin, suç tarihinde 18 yaşından küçük olmasını sağlayacak şekilde 21.07.1989 olarak düzeltilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2012 gün, 2011/516 Esas ve 2012/88 sayılı Kararıyla, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 03.02.2012 tarihli sağlık kurulu raporuna dayanılarak, yerinde görülen talep doğrultusunda hükümlünün yaşının düzeltildiği ve bu kararın temyiz edilmeksizin 11.04.2012 tarihinde kesinleşmesi üzerine doğum tarihinin 21.07.1989 olarak tescil edildiği,
Bunun üzerine hükümlünün suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu ve TCK’nin 31/3. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle müdafii tarafından 16.04.2012 havale tarihli dilekçeyle CMK"nin 311/1-e. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, talep kabule şayan görülerek hükümlünün gerçek yaşı ile ilgili araştırma yapıldığı, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan 15.02.2013, 30.10.2013 ve 02.12.2013 tarihli raporlarda yaş tashihine dayanak yapılan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 03.02.2012 tarihli sağlık kurulu raporu ve burada çekilen 30.01.2012 tarihli grafi de irdelenmek suretiyle söz konusu grafi tarihinde dahi tüm kemikleşme hatlarının kapanmış ve kesin yaş belirleme açısından özelliklerini kaybetmiş oldukları, bilimsel olarak 22 yaşına kadar yıl bazında tıbbi görüş bildirilebileceği, bu yaştan sonra yıl bazında yorum yapmanın tıbben mümkün olmadığı, dolayısıyla grafi çekilme tarihinde 22 yaşın üzerinde bulunduğu belirlenen hükümlünün kaç yaşında olduğunun tıbben tespit edilemeyeceği, geriye dönük bir değerlendirme ile olay tarihi olan 01.01.2007’deki yaşı hususunda tıbbi yorum yapılamadığı belirtilmek suretiyle hükümlünün kemik yaşının 23 yaş sonu ile uyumlu olduğuna ilişkin Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 03.02.2012 tarihli sağlık kurulu raporunun tartışmalı hale geldiği, bu rapora istinaden yapılan hatalı yaş tashihine bağlı 21.07.1989 şeklindeki doğum tarihinin nüfus kaydında halen devam ettiği gözetilerek, yeniden yargılama talebinin reddi ile 30.06.2008 tarihli mahkumiyete dair ilamın onaylanmasına, temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sebebiyle yaş tashihine ilişkin Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2012 tarihli kararına karşı olağanüstü kanun yoluna başvurulması hususunun değerlendirilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına dair verilen kararın Dairemizin 09,03.2016 tarihli ilamıyla, kanun yararına bozma başvurusunun bekletici mesele yapılması gerektiği gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle bozulduğu, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.09.2017 tarihli ilamıyla kanun yararına bozma talebinin reddedilmesi üzerine mahkemece, onanarak kesinleşen 30.06.2008 tarihli mahkumiyet hükümleri iptal edilerek sanık hakkında TCK’nin 31/3. maddesi de uygulanmak suretiyle hükümler verildiği anlaşılan olayda;
CMK’nin 318/2. maddesine göre, ceza yargılamasında sanığın yaşının tespitiyle ilgili karşılaşılan sorunların ceza mahkemesince çözüleceği, yargılandığı aşamada yaşıyla ilgili herhangi bir sorun ileri sürülmeyen sanık hakkında, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda açıklanan şekilde verdiği yaş tashihi kararının, CMK’nin 311. maddesi kapsamında yargılamanın yenilenmesi sebebi olmayacağı düşünülmeden sanık hakkında yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükümlerin, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 24/12/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.