21. Hukuk Dairesi 2016/6518 E. , 2017/8133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının ve sigorta başlangıcının 18.04.2000 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı şirkete ait işyerinde 18.04.2000 – 22.05.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının davalı işyerinde 18.04.2000 – 15.06.2005 tarihleri arasında hizmet akdine tabi günün asgari ücreti üzerinden çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirkete ait restoranda mesul müdür olarak çalıştığını beyan eden davacının 16.06.2005 – 01.10.2007 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı şirket tarafından davalı Kurum"a bildirildiği, davalı şirkete ait işyerinin 16.06.2005 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamna alındığı, dönem bordrolarında 2005/6 – 10 arası ve 2006/5-10 tarihleri arasında kayıtlı olan bordro tanığı tarafından; kendisinin 1990 – 2006 yılları arasında davalı işyerinde müzisyen olarak çalıştığının, davacı ile birlikte 7-8 yıl çalıştıklarının, davacının 1998 – 1999 yıllarında başlamış olabileceğinin, işyeri sahibinin ölümünden sonra mirasçıları ile anlaşamadıklarından işten ayrıldıklarının beyan edildiği, komşu işyeri tanıklarının tespiti için zabıtaya yazılan yazıya; davalı şirkete ait işyerinin çevresindeki işyerleri yıkıldığından tanık tespit edilemediğinin bildirildiği, Bodrum 4. Noterliği tarafından 16.06.2003 tarihinde düzenlenmiş vekaletname ile davacıya davalı şirket tarafından işletilen Kervansaray tesislerini mesul müdür sıfatı ile yönetme yetkisinin verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; her ne kadar davacıya davalı şirket yetkilisi tarafından Bodrum 4. Noterliği"nce 16.06.2003 tarihinde düzenlenen vekaletname ile mesul müdür sıfatı ile yetki verilmişse de bu tarihten önce davalı şirkete ait işyerinin faaliyette olup olmadığı ve davacının fiili çalışmasının bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı şirkete ait restoranın faaliyete başladığı tarihi ilgili belediye ve emniyetten sormak, re"sen seçilecek başkaca bordro tanıklarını dinlemek, ilgili belediyeden davalı şirkete ait restoranın talep edilen dönemdeki komşu işyerlerini ve bu işyerlerinin sahiplerinin bilgilerinin bildirilmesini istemek, zabıtaya yeniden yazı yazılarak; talep edilen dönemdeki komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişilerin daha detaylı bir araştırma yapılarak tespit edilmesini istemek, komşu işyeri tanığı tespit edilir ise bu kişileri de dinleyerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan