20. Hukuk Dairesi 2016/5647 E. , 2018/6619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve müdahil Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine açılan asliye hukuk mahkemesinin 1976/253 E. numarasında kayıtlı elatmanın önlenmesi davasında görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmış ve 1981/288 sayılı temyize konu dava ile birleştirilmiştir. Davacı ... ... tarafından, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... aleyhine açılan asliye hukuk mahkemesinin 1974/229 E. numarasında kayıtlı davada, 235 parsele uygulanan Mayıs 1974 tarih 262 numaralı tapu kaydının miktarı 6093 m2 yazılmışsa da gerçekte 38 dönüm olduğu iddia edilmiş ... Yönetimi, Hazine ve Koruköy tüzel kişiliği davaya dahil edildikten sonra görevsizlik kararı verilerek, dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ..., ..., ... aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1980/41 sayılı dosyası temyize konu dava ile birleştirilmiştir. Davacı ... tarafından ..., ..., ... aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1981/8 sayılı dosyası temyize konu dava ile birleştirilmiştir. Mahkemenin 1981/288 sayılı dosyada ... ... tarafından davalılar ... ve arkadaşları, Hazine, ... Yönetimi, Koruköy tüzel kişiliği aleyhine dava açılarak, çekişmeli taşınmazların Mayıs 1974 tarih 262 numaralı tapu kapsamında kaldığı iddia edilmiş, davanın yargılaması sırasında çekişmeli 305, 306 parseller yönünden dava tefrik edilerek mahkemenin 1997/26 esasına kaydedilmiş, 1997/26 sayılı dosyada ... Yönetimi ve ......"ın davalarının reddine ve dava konusu parsellerin davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.03.2005 gün 1341-2130 E.K. sayılı kararıyla özetle “Davanın ilkin, ... ve ...’nun taşınmazların ortak murisleri ...’dan intikal ettiği, ... mirasçıları adına tescili iddiasıyla dava açtıkları, davaların, aynı köy 302, 304, 309, 311, 312, 313, 314 sayılı parsellere ilişkin ... ve ... tarafından açılan kadastro mahkemesinin 1980/41 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği, taraflarının farklı olduğundan ve çekişmeli 305 ile 306 sayılı parsellerle ilgili araştırmanını tamamlanmış olduğundan da söz edilerek, 305 ve 306 sayılı parsellere ilişkin davaların ayrılıp, resmi belgelerin uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman 2016/5647-2018/6619 bilirkişi kurulu raporlarıyla, taşınmazların öncesi itibariyle makilik iken, eylemli olarak kısmen çalılık, kısmen tarla ziraatında kullanılan % 3-5 eğimli tarım alanı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle ... Yönetiminin ve ... ...’ın davasının reddine, parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmişse de; çekişmeli parsellere uygulanan tapu kayıtları ile yargılaması devam eden 1980/41 Esasa kayıtlı davanın konusu aynı köy 302, 304, 309, 311, 312, 313, 314 sayılı parsellere uygulanan müfrez koru nitelikli tapu kayıtlarının, Şubat 1938 tarihli 33 sıra numaralı, 1254 dekar 742 m2 yüzölçümünde müfrez koru nitelikli, 1505 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmüne göre yapılan kamulaştırmayla, ... ve ...’ın tasarrufunda olduğundan söz edilerek senetsizden Hazine adına oluşturulan ve Haziran 1952 tarih 14 sıra numarasıyla sahiplerine iade suretiyle oluşturulan tapu kaydından geldiği, kadastro mahkemesinin 1981/288 Esaslı dosyasında, ... ve ... tarafından, 302, 304, 309, 311, 312, 313 ve 314 sayılı parsellerin yanı sıra, çekişmeli 305 ve 306 sayılı parsellerin de dava konusu edildiği ve bu kişilerin açtığı davanın ayrılmadığı, aynı nedene dayanan, aynı kişilerin açtığı davalar arasında H.Y.U.Y. 45. madde anlamında hukuki ve fiili irtibat bulunup davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği, taşınmazların 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumunun saptanması; bu taşınmazların Devlet ormanı, özel ... yada iadeye tabi özel ... olup olmadığının yukarıda yazılan yasa hükümleri ve ilkeler doğrultusunda saptanması, iadeye tabi özel ... değilse, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; kesinleşmiş ... kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra aynı bütünden gelen ve birleştirilen davalara konu taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek ve tapu kayıtları gözönünde bulundurularak, ... Yönetiminin davasının reddine, davacıların davasının kısmen kabulüne,
216 parselin (7991 m2)... adına;
218 parselin (8519 m2)... adına;
234 parselin (173.109 m2) ... mirasçıları adına;
235 parselin (35089 m2) ... ... adına;
236 parselin (30501 m2) ... ve arkadaşları adına;
302 parselin (99698 m2) ... ...adına;
304 parselin (47976 m2) ... mirasçıları adına;
305 parselin (88957 m2) ...oğlu ...;
306 parselin (107174 m2) ... oğlu İ... adına;
309 parselin (8940 m2) ... mirasçıları adına;
310 parselin (33462 m2) ... mirasçıları adına;
311 parselin (32593 m2) ... adına ;
312 parselin (25108 m2) ... mirasçıları adına;
313 parselin (52684 m2) ... adına tarla niteliğiyle tapuya tescillerine, 304 ve 311 parsellerdeki ... Genel Müdürlüğü lehine olan irtifak haklarının tapu kayıtlarına işlenmesine dair verilen karar temyiz denetiminden geçerek kesinleşmiş, taşınmazlar tapuya tescil edilmiştir. 2016/5647-2018/6619 Daha sonra yörede yenileme (uygulama) kadastrosu yapılmış, 314 nolu parselin davalı olduğu halde hakkında hüküm kurulmadan sehven kesinleştirildiği belirlenerek kadastro tutanağı mahkemeye aktarılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacı ... Yönetiminin, davacılar ... (mirasçıları) ile ..."nun (mirasçılarının) ve müdahil Hazinenin davalarının reddine, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii (eski) 314 parsel (yenileme ile G17-C-22-A-1 pafta 358 ada 103 parsel) sayılı taşınmazın 52.271,68 m2 yüzölçümüyle "tarla" vasfıyla ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve müdahil Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Yörede tespit tarihinden önce ... kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına, uzman ... bilirkişi kurulu tarafından, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına, keza çekişmeli 314 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak 30.12.1965 tarih ve 92 numaralı tapu kaydının keşifte yapılan uygulamada çekişmeli taşınmaza uyduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca ... Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
22/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.