3. Hukuk Dairesi 2017/2744 E. , 2018/2801 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 01.06.2013 tarihli sözleşme gereği davalılardan ... ‘in kiracısı, diğer iki davalının ise sözleşmenin kefili olduklarını, sözleşmenin 01.05.2014 tarihinde sona erdiğini ancak kiracının sözleşmeye aykırı olarak gayrimenkulde hasar meydana gelmesine neden olduğunu belirterek, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/2 D.İş sayılı kararıyla tespit edilen 27.605-TL maddi zararın ve sözleşmede belirtilen 2 aylık cezai şart bedeli olan 8.400-TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalılar; sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini bu nedenle de cezai şart istenemeyeceğini, ayrıca taşınmaza herhangi bir zarar verilmediğini belirterek haksız olarak açılan davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davacı tarafından davanın esasını etkileyecek ve zararını ispatlayacak nitelikte deliller sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 346.maddesi gereğince cezai şart talep edilemeyeceğinin anlaşılmasına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının hor kullanma tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6098 Sayılı TBK.nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
Taraflar arasında 01.06.2013 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 5. maddesinde ‘Kiraya verilen mahalde kullanıma hazır bulunan ek-1 de listelenmiş ve 14.05.2013 tarihli tutanakla imza altına alınarak kiracıya teslim edilen mallar, kira süresi boyunca kiracı tarafından kullanılacak, kira süresinin bitiminde ise aynı şekilde yerinde bırakılacak ve bu süre zarfında kiracının kullanımından kaynaklı olarak zayii olanların bedelleri depozitodan düşülecek, kalan bedel kiracıya iade edilecektir.’, 11. maddesinde ‘Kira akdine konu mekan kiracıya boyalı ve işletilmeye hazır vaziyette teslim edilmiş olup aynı şekilde teslim alınacaktır.’, 12. maddesinde ise; ‘Kira süresi boyunca zarar gören eşya araç ve gereçler onarılmış yada yenilenmiş şekilde sözleşme bitiminde kiraya verene teslim edilecektir.’ hükmüne yer verilmiştir. Kiraya veren, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/2 D.İş sayılı tespit dosyası ile kiralananda meydana gelen hasar ve eski hale getirme bedelini tespit ettirmiş olup, tespit raporunda; taşınmazda toplam 27.605,84 TL hasar bulunduğu belirtilmiştir. Söz konusu rapor davacının davasını ispata yönelik delil niteliğinde olup, davacı davasının temelini delil tespitine ve bilirkişi raporuna dayandırmıştır. Her ne kadar Mahkemece; davacı tarafından davanın esasını etkileyecek ve zararını ispatlayacak herhangi bir delil sunulmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; HMK’nun 33. Maddesi gereğince, bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Anılan yasal düzenleme gereği davayı aydınlatma görevi mahkeme hakimine ait olduğuna göre; tespit raporunun iddiayı ve savunmayı karşılayıp karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterli olup olmadığını denetleme işi de hakime ait bir görevdir. O halde mahkemece yapılacak iş, tarafların tüm delillerinin toplanarak, davalı tarafın tespit dosyasına itirazları da değerlendirilmek suretiyle gerektiğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak, uzman bilirkişi ya da bilirkişiler aracılığıyla inceleme yapılıp rapor hazırlatılması, zararın hor kullanmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, tespit edilen kalemlerden normal kullanmadan kaynaklanan yıpranma olup olmadığının belirlenmesi, tahliye tarihindeki rayiç birim fiyatları üzerinden yeniden fiyat değerlendirmesi yapılması, tespit edilen kalemlerden yıpranma payı düşülüp düşülmeyeceği konusunda rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.