3. Hukuk Dairesi 2017/5605 E. , 2018/2803 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı;... Araştırmalar Derneği"nin genel başkanı sıfatıyla davalılardan ... ile imzaladığı 01.10.2010 başlangıç tarihli, iki yıl süreli kira sözleşmesi ile davalı ..."ya ait binanın, derneğin merkez binası olarak kullanılmak üzere kiralandığını, ilk yıl için aylık kira bedelinin 14.000 TL, ikinci yıl için 16.000 TL olarak kararlaştırıldığını, ancak tarafların anlaşması ile yazılı sözleşmede aylık kira parasının 5.000 TL olarak gösterildiğini, ilk yıl için aylık bakiye 9.000 TL, ikinci yıl için aylık bakiye 11.000 TL kira bedeli için sıralı şekilde tanzim edilen bonoların davacı tarafından imzalanarak davalı ..."ya verildiğini, bonolarda tanzim sebebinin kiralama olduğunun da yazıldığını, binanın depreme dayanıklı olmaması nedeniyle sözleşmenin 7. maddesine uygun olarak 06.06.2011 tarihli yazıyla taşınmazın tahliye edileceğinin davalıya bildirildiğini, tahliye sonrasına ilişkin süre yönünden önceden verilen bonoların bedelsiz kaldığını belirterek asıl davada ... 17. İcra Müdürlüğü"nün 2011 /1563 E esas sayılı takibine konu 01.08.2011 ve 01.09.2011 vade tarihli her biri 9.000 TL bedelli ve takibe konu olması ihtimali bulunan 01.10.2011 ve 01.11.2011 vadeli her biri 11.000 TL bedelli olan bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata karar verilmesini, kiraya veren ile senet hamiline karşı açılan birleşen davada ise 01.12.2011, 01.01.2012, 01.02.2012, 01.03.2012, 01.04.2012, 01.05.2012 vade tarihli bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitiyle %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ...; kira bedeline ilişkin olarak davacının iddialarının doğru olduğunu, kiralanana verilen hasar bedelinin 30.000 TL olarak tespit edildiğini, bir aylık tamir süresi kirasının 14.000 TL olduğunu, kiracının bu şekilde 44.000 TL borçlu olduğunu, makul süre kirası da hesaba katıldığında davanın reddi gerektiğini, bu konudaki yasal haklarını saklı tuttuklarını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalılardan ... ise; senet lehdarı ve dahili davalı olarak davalı alacaklı ...’ın cevap dilekçesine katıldığını, alacaklarına karşılık ... tarafından davaya konu senetlerin kendisine ciro edildiğini bu nedenle de davacı tarafın kira alacağının doğmadığına dair şahsi defilerinin muhatabı olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine yönelik olarak verilen karar Yargıtay 6.H.D.nin 05/11/2014 tarih ve 2014/1440-11944 E/K sayılı ilamı ile, davacı ve davalının sair temyiz itirazları reddedilerek davacının alacağın tespitine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; ‘’ …Uyuşmazlık kira alacağının bono kapsamında kalan kısmı ile ilgilidir. Bu nedenle davacının sorumlu olduğu miktarın bonoda belirlenen miktarlar esas alınarak tespit edilmesi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme ile bono kapsamında olmayan kira bedelinin de eklenerek kira alacağının belirlenmesi usulsüz olmuştur. Öte yandan kiralananın hor kullanıldığına ilişkin olarak davalı tarafından açılmış bir karşı dava olmadığı gibi usulüne uygun olarak takas-mahsup iddiasında da bulunulmamış, bu konuya ilişkin dava hakkı saklı tutulmuştur. Kaldı ki buna ilişkin taleplerin kiracıya karşı ileri sürülmesi gerekir. Davacının kiracı derneği temsilen kira sözleşmesini imzaladığı, davanın ise davacı ile davalı arasındaki kambiyo ilişkisinden kaynaklandığı gözetildiğinde kiralanan taşınmazın hasarına ilişkin tazminatın kira bedeli karşılığı verildiği anlaşılan bonolardan mahsup edilerek sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi makul süre kira parası da esasen kira niteliğinde olmayıp kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süreye ilişkin ve haksız tahliye nedeniyle oluşan kira kaybının tahsiline yönelik tazminat niteliğinde olduğundan buna ilişkin talebin kiracıya yöneltilmesi gerektiğinden makul süre kira bedelinin mahsubuna karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. Davalının temyiz itirazlarına gelince; davalının kötü niyet tazminatı talebi olmasına rağmen ve davanın kısmen reddedildiği gözetilerek kötü niyet tazminatı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da doğru değildir.’’ gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir .
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile; asıl dava yönünden davacının davalı ..."a 12.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, birleşen dava yönünden davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulüne ile 55.000,00 TL davalı ..."a borçlu olmadığının tespitine, davalı ..."ın icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş; söz konusu karar davacı tarafından her iki davaya yönelik temyiz edilmiştir.
1-Davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davalılardan kiraya veren ... ile kiracı ... arasında imzalanan 01.10.2010 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile kira bedelinin ilk yıl için 9.000 TL, ikinci yıl için ise 11.000 TL kısmının bono ile ödendiği ve bahse konu bonoların hamil sıfatıyla diğer davalı ...’nun elinde bulunduğu, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Dava konusu senetleri hamil sıfatıyla elinde bulunduran ...’nun muhatap borçlu ... aleyhine başlattığı ... 17. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1563 esas sayılı icra takip dosyasında 14.09.2011 tarihli takip talebi ile; 01.08.2011 vade tarihli 9.000,00-TL bedelli ve 01.09.2011 vade tarihli 9.000,00-TL bedelli iki adet bono bedelinin tahsilini talep ettiği, yine ... 14. İcra Müdürlüğünün 2011/11586 esas sayılı icra takip dosyasında 23.11.2011 tarihli takip talebi ile; 01.10.2011 vade tarihli 11.000,00-TL bedelli ve 01.11.2011 vade tarihli 11.000,00-TL bedelli iki adet bono bedelinin tahsilini istediği, borçlu tarafından süresinde yapılan itirazlar ile takiplerin durduğu anlaşılmıştır. Davacı 27.10.2011 tarihinde açtığı asıl davada; aleyhinde başlatılan takip dosyalarına konu 01.08.2011, 01.09.2011, 01.10.2011 ve 01.11.2011 vade tarihli bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, 13.06.2012 tarihli birleşen davada ise; senetlerin hamili olan ... tarafından 14.12.2011 tarihinde aleyhine başlatılan ... 15. İcra Müdürlüğü’nün 2011/19249 esas sayılı dosyası ile, takibe konulan 01.12.2011 vade tarihli ve 11.000-TL bedelli bono ile henüz takip konusu yapılmayan 01.01.2012, 01.02.2012, 01.03.2012, 01.04.2012 ve 01.05.2012 vade tarihli bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere anahtarların teslim edildiği tarihe kadar davacı kiracının kira ödeme sorumluluğu devam etmekte olup, buna göre kiralananın tahliye edildiği 20.08.2011 tarihine kadar olan kira bedellerinden davacı kiracının sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacının, senet hamili ve takip alacaklısı ...’na, ... 17. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1563 esas sayılı icra takip dosyasına konu 01.08.2011 ve 01.09.2011 vade tarihli toplam 18.000-TL bedelli senetler nedeniyle 12.000-TL yönünden ve ... 14. İcra Müdürlüğünün 2011/11586 esas sayılı icra takip dosyasına konu 01.10.2011 ve 01.11.2012 vade tarihli toplam 22.000-TL bedelli senetler nedeniyle 22.000-TL olmak üzere toplam 34.000-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacının ...’a 12.000-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru değildir.
2-Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı birleşen davada, ... 15. İcra Müdürlüğü’nün 2011/19249 esas sayılı dosyası ile, takibe konulan 01.12.2011 vade tarihli ve 11.000-TL bedelli bono nedeniyle takip alacaklısı ...’na, henüz takip konusu yapılmayan 01.01.2012, 01.02.2012, 01.03.2012, 01.04.2012 ve 01.05.2012 vade tarihli bonolardan dolayı lehtar ...’a borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Her ne kadar Mahkemece usul ve yasaya uygun bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği belirtilerek, davacının henüz takip konusu yapılmayan 01.01.2012, 01.02.2012, 01.03.2012, 01.04.2012 ve 01.05.2012 vade tarihli bonolardan dolayı lehtar ...’a borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, ilgili raporun aksine, senet hamili ve takip alacaklısı ... tarafından ... 15. İcra Müdürlüğü’nün 2011/19249 esas sayılı dosyası ile takibe konulan 01.12.2011 vade tarihli ve 11.000-TL bedelli bono nedeniyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.