20. Hukuk Dairesi 2018/2452 E. , 2018/6631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., ... Kadastro Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... beldesi, ... mevkiinde bulunan 102 ada 5 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kalan 1000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 15 yıla yakın zamandan beri zilyetliğinde bulunduğunu ve üzerinde 20 yaşında fındıklarının mevcut olduğunu, birleştirilen ... Kadastro Mahkemesinin 2010/21 Esas sayılı dosyasının davacısı ... ise aynı parsel içinde yer alan ve üzerinde kendisine ait ev ve ahır bulunan 1300 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 30 yıla yakın zamandır zilyetliğinde bulunduğunu, dava konusu taşınmazların Hazine adına olan tescilinin iptali ile kendi adlarına tescil edilmesini talep etmiş iken, bilahare mahkemeye sundukları dilekçelerde ve duruşma sırasındaki beyanlarında dava dilekçelerinde dava konusu ettikleri taşınmazların sehven 102 ada 5 parsel içinde olduğunu belirttiklerini, dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı olmayıp kadastro sırasında tescil harici bırakılan alan içinde kaldığını belirterek kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanarak dava konusu taşınmazların kendi adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş ve tespit dışı bırakılmış taşınmazlara ilişkin davalara bakma görevi genel mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği ... Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi,.... mevkiinde bulunan, doğusunda ..."ın kullanımındaki 2/B vasfıyla Hazine adına tescil edilen 102 ada 5 nolu parsel, kuzeyinde yol, güneyinde ve batısında tescil harici bırakılan alan olan fen bilirkişinin 22/06/2012 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 1548,63 m²"lik taşınmazın davacı ... adına, aynı yerde kuzeyinde yol, güneyinde, batısında ve doğusunda tescil harici bırakılan alan olan fen bilirkişi 22/06/2012 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 1022,90 m²"lik taşınmazın ise davacı ... adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/05/2015 tarih ve 2014/9567-2015/4734 sayılı kararı ile ... İlçe Belediye Başkanlığı ile ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımlarının sağlanması gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde bulunan, fen bilirkişinin 22/06/2012 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 1548,63 m²"lik taşınmazın davacı ... adına, (A) harfi ile gösterilen 1022,90 m²"lik taşınmazın ise davacı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. 2018/2452 - 2018/6631 Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1965-1967 yılları arasında 766 sayılı Kanuna göre yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlar kullanıma elverişli olmaması ve herhangi bir kişinin zilyet ve tasarrufunda bulunmaması nedeniyle tescil harici bırakılan alan içinde kalmış olup, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede, 1952 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ... kadastrosu, 1975 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişen 2. madde uygulama çalışmaları ve 1990 yılında yapılan 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından ... kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 22/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.