12. Hukuk Dairesi 2016/9179 E. , 2017/791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlular ... ile ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlular vekilinin süre tutum dilekçesinde, temyiz eden olarak borçlulardan sadece ... ismine yer verdiği, dolayısıyla borçlular ... ile ...’in süresi içerisinde süre tutum dilekçesi vermediği, borçlular vekilinin ayrıntılı temyiz dilekçesinde temyiz eden olarak, borçlular ... ile ... ismine de yer vermesinin, süresi içerisinde temyiz yoluna başvurdukları anlamına gelmeyeceği, kaldı ki gerekçeli kararın borçlular vekiline 25/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ayrıntılı temyiz dilekçesinin ise 06/01/2016 tarihinde 10 günlük temyiz süresinden sonra verildiği anlaşılmakla süre aşımı bakımından borçlular ... ile ... yönünden temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
2-Borçlu ...’in temyiz itirazlarına gelince;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, senedin vade tarihinde tahrifat yapıldığını ve çift vade nedeniyle senedin kambiyo niteliğinde olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece talebin reddine karar verildiği görülmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 778. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun"un 703/2. maddesinde; ""Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takibeden vadeleri gösteren poliçeler bâtıldır"" hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, çift vadeli senetler bono vasfında sayılmaz. Bu kuralın tespitinde ve yukarıda yazılı hükümlerin uygulanmasında, senedin tahrifattan önceki durumu geçerli kabul edilir (HGK. 14.05.2003 tarih ve 2003/12-347 E. 2003/345 K.).
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 207. maddesinde; "Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir" hükmü yer almaktadır. Buna göre mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti, ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır.
Öte yandan tahrifat iddiasının incelenmesi, HMK"nun 266. maddesi gereğince, çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hakim tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın tahrifatın olduğu ya da olmadığı sonucuna varılamaz.
Bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığına yönelik iddia, İİK"nun 170/a maddesi kapsamında şikayettir. Takip dayanağı bononun vade tarihinde tahrifat yapılması, kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez. Ancak tahrifat öncesi vade tarihinin, bonoda çift vade oluşmasına sebebiyet vermesi ya da vade tarihinin, düzenlenme tarihinden önce olduğu sonucuna varılması halinde ise, senet kambiyo vasfını kaybedeceğinden İİK"nun 170/a maddesi uyarınca re"sen takibin iptali gerekir.
Somut olayda, takip dayanağı senedin düzenleme tarihi 08/10/2014, senet metninde yazıyla yer alan vade tarihi “on ocak ikibin on beş” tir. Borçlu, senetteki rakamla yazılan ödeme tarihinin 10.01.2014 iken 10.01.2015 olarak tahrif edildiğini öne sürmekte, iddia edilen bu değişiklikte düzenleyenin paraf imzasının bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, mahkemece, dayanak senetteki ödeme tarihi üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, ödeme tarihinin tahrifattan önceki hali, HMK’nun 266. maddesi uyarınca, yöntemine uygun biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlendikten sonra yukarıda belirtilen yasa hükümleri ve açıklamalar gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.