3. Hukuk Dairesi 2017/14653 E. , 2018/2812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taraflar arasında yazılı kira ilişkisi bulunduğunu, ödenmeyen kira alacaklarının tahsili için davalı hakkında takip başlattıklarını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı kiracının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; kira bedellerinin bir kısmını elden, bir kısmını ise banka aracılığıyla zamanında ödediğini, davacı ödemeleri almadığına dair yemin ederse tekrar ödeme yapmaya hazır olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne yönelik olarak verilen karar Yargıtay 6.H.D.nin 18/06/2015 tarih ve 2015/5915-6176 E/K sayılı ilamı ile, " …davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmış olup davalının ödeme savunmasını yemin delili ile kanıtlamasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ayrıca davalı tarafından sunulan İş Bankası ödeme dekontu ile 20.08.2013 tarihinde kira bedeli açıklamasıyla 1500 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. Dava dilekçesinde bu ödemenin kira alacağı ile ilgili olmadığı ileri sürülmüş ise de ödeme belgesinde açıkça kira bedeli ibaresi bulunmasına göre davacıdan bu hususta açıklama istenerek ve davalının elden ödeme savunması konusunda davacıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Tahliyeye ilişkin hükme gelince; dava itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkin olup nispi harca tabidir. Dava açılırken takibe konu alacak miktarı üzerinden peşin harç yatırılmış ancak sözleşmede yazılı yıllık 18.000 TL kira bedeline göre tahliye davası yönünden harç yatırılmadığı gibi harç eksikliği yargılama sırasında da ikmal edilmemiştir. Eksik harçla yargılamaya devam edilerek işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. ’’ gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile; itirazın 6.000-TL asıl alacak ve bu asıl alacağın yasal faizi ile tahsili için icra takibinin devamına karar verilmiş; söz konusu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK"nın yeminin şeklini düzenleyen 233. maddesinin ilk dört fıkrasında "Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.
Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.
Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir.
Sonra "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. O kimse de "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." demekle yemin eda edilmiş sayılır." hükmüne; yine aynı Yasa"nın yemin tutanağının düzenlenmesine ilişkin 238. maddesinde "Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder." hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, 18.10.2016 tarihli oturumda yemin eda etmeyi kabul eden davacı asile HMK"nın 233/4. maddesinin 4. Bendi doğrultusunda "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorulup, "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." şeklinde yemin ettirilmesinden sonra yemin konusu hususlara ilişkin alınan beyanının tutanağa geçirilmesi gerekirken, davacının; ‘’namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum ki bu 7.500-TL borcuna ilişkin elden para almadım’’ şeklindeki beyanı yüksek sesle huzurunda okunmadan, beyanında ısrar edip etmediğinin sorulmasına geçilmesiyle anılan maddenin 4. bendindeki hükümlere uygun olarak yemin merasimi tamamlanmadan bu yeminin hükme dayanak yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- ) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.