Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13493
Karar No: 2018/2815
Karar Tarihi: 21.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13493 Esas 2018/2815 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/13493 E.  ,  2018/2815 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Hüküm davacılar vekili tarafından temyiz harcı yatırılmadan ve adli yardım talep edilerek temyiz edilmiştir.
    Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı HMK’nun 334 -340 maddelerinde düzenlenmiş olup aynı kanunun 336/3 maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir.
    Somut olayda, dosya kapsamına göre davacıların yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı ve adli yardım talebinin yerinde olduğu anlaşılmış olmakla (HMK"nin m. 336/2.) adli yardım talebinin kabulüne karar verildi.
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacılar; davaya konu taşınmazın evvelinde tapusuz ve bataklık olup ortak murisleri ile idare arasında yapılan sözleşme gereği murisleri tarafından ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, buna rağmen idarenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğunu, davacıların mülkiyete ilişkin açtığı davalar sonucu mülkiyeti kazanamadıklarını, bu durumda davalı idarenin sebepsiz olarak zenginleştiğini, bu nedenle arazinin kurutulması için harcanan emek ve mesailerinin karşılığı olarak şimdilik 500.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da davacılar tarafından açılan tüm iptal ve tescil davalarının reddedildiği, davacıların zilyetliğinin haklı olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacıların açtığı tapu iptal-tescil davalarının reddine dair kararın kesinleştiği 10/05/2004 tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacılar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.09.2012 tarihli ve 2012/13716 E., 2012/19301 K. sayılı ilamı ile; "..Somut olayda; dosya içeriğinden davaya konu taşınmazın halen kimin zilyetliğinde bulunduğu, davacılar tarafından davalı Hazineye iade edilip edilmediği, edildiyse hangi tarihte iade edildiği anlaşılamamaktadır. Taşınmaz halen davacılar tarafından kullanılıyorsa, ihya nedeniyle yapılan masrafları talep haklarının henüz doğmadığı, mahkemece gözardı edilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, davaya konu taşınmazın halen kim tarafından kullanıldığını tespit ederek, şayet davacılar tarafından kullanılıyorsa yukarıda açıklanan
    gerekçeyle esastan reddine, davacılar tarafından kullanılmadığının saptanması halinde ise, zamanaşımı süresinin araştırılmak suretiyle 1 yıllık sürenin geçmesi halinde şimdiki gibi zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek olmalıdır. Tüm bu hususlar gözardı edilerek, yukarıdaki gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davacıların kullanmadığı kısım için zamanaşımının dolmuş olduğu, davacılar tarafından kullanılan bölümler için ise ihya nedeniyle yapılan masrafları talep haklarının henüz doğmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bozma kararına uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar.
    Mahkemece, bozma kararına uyulmakla, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak ve yine o kararda gösterilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli Kazanılmış Hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye hükmün uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara, usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir. (19/05/1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK, HGK 12/07/2006 gün, 2006/9 – 508 E. - 2006/52 K.)
    Mahkemece, uyulmasına karar verilen 19.09.2012 tarihli bozma ilamı gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında; dosya içeriğinden, davaya konu taşınmazın halen kimin zilyetliğinde bulunduğunun, davacılar tarafından davalı Hazineye iade edildiyse hangi tarihte iade edildiğinin tespit edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, kullanım hususu net olarak belirlenmemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamında belirtilen ilkeler gözetilerek inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    O halde mahkemece; öncelikle, davaya konu taşınmazın tapu kayıtlarının tüm tedavüllerinin getirtilmesi, mahallinde, konusunda uzman bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, taşınmazın tüm alanı ve bu alandaki zilyetlik durumlarının ayrı ayrı tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, taşınmazın davacılar tarafından davalı Hazineye iade edilip edilmediği, edildiyse hangi tarihte ne kadarlık alanın iade edildiği tespit edilerek, taşınmaz halen davacılar tarafından kullanılıyorsa, ihya nedeniyle yapılan masrafları talep haklarının henüz doğmadığı, taşınmazın halen davacı elinde olması ve fiilen kullanılması nedeniyle hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, davacılar tarafından kullanılmadığının saptanması halinde ise, zamanaşımı süresinin araştırılmak suretiyle 1 yıllık sürenin geçmesi halinde zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmadan, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi