16. Hukuk Dairesi 2015/21248 E. , 2018/771 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle “dava dışı 11963 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 13.12.1963 tarih ve 18 ile 20 sayılı tapu kayıtlarının ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek yöntemine uygun şekilde birlikte mahalline uygulanması, çekişmeli taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi amacıyla jeolog ya da jeoloji mühendisi bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, öncesi kök muris ... ve davacıların babası ...’e ait olduğu anlaşılan çekişmeli taşınmazın davacılara ne şekilde intikal ettiğinin ve taksim, satış veya bağış bulunup bulunmadığının yerel bilirkişiler ve tanıklardan ayrıntılı şekilde sorularak saptanması, davacılar ve murisleri hakkında yöntemine uygun şekilde belgesiz araştırması yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda temyize konu 12012 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacıların dedesi kök muris ...’dan kaldığı ve ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup taraflar dışında başka mirasçıların da bulunduğu, davanın çekişmeli taşınmazın terekeye döndürülmesine yönelik değil davacılar adına tescili istemiyle açıldığı, davacı tarafça mirasçılar arasında yapıldığı iddia edilen taksime ilişkin herhangi bir belge ve kanıt sunulamadığı gerekçesiyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyulmasına karar verilen bozma ilamında, davacıların malik oldukları tespite esas 13.12.1968 tarih ve 18-20 sayılı tapu kayıtlarının birlikte mahalline uygulanarak yöntemince kapsamlarının belirlenmesi, ayrıca yerel bilirkişiler ve tanıkların tekrar taşınmaz başında dinlenerek öncesi kök muris ...’ya ait olan taşınmazın ölümünden sonra oğlu ...’e hangi nedenle kaldığı, satış veya bağış gibi bir ilişki sonucu mu yoksa miras sonucu mu kaldığı, keza ...’ten sonra davacılara geçiş sebebinin ne olduğu hususunda yeniden bilgilerine başvurulması gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davacı tarafın dayandığı tespite esas 13.12.1963 tarih ve 18-20 sayılı tapu kayıtları incelendiğinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.12.1959 tarih ve 1958/153 Esas, 1959/406 Karar sayılı tescil ilamıyla oluştukları, tescil ilamında Hazinenin de taraf olarak yeraldığı ve ilamın ekinde krokisinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Tescil ilamında ... taraf olduğuna göre, ilamın Hazineyi bağlayacağı, başka bir ifade ile ... aleyhine kesin hüküm oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince tespite esas tapu kaydının harita ve krokisinin bulunması halinde kapsamının miktara göre değil haritasına göre belirlenmesi gerekir. Hal böyle olmasına rağmen tespite esas tapu kayıtlarının dayanağı olan tescil krokisi mahalline uygulanarak kapsamı belirlenmemiş ve fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli rapor alınmadan hüküm kurulmuştur. Öte yandan, bozma sonrası mahallinde yapılan keşifte taraf tanıkları dinlenilmemiş, tek mahalli bilirkişinin paylaşım hususundaki soyut ve yetersiz beyanlarıyla yetinilmiş, kök muris ... ve mirasçıları adına belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanakları dosya arasına getirtilerek incelenmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca öncelikle, kadastro sırasında kök muris ... ve mirasçıları adına belgesizden tespit ve tescil edilen tüm taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları dosyasına konulmalı, daha sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile fen, ziraat ve jeolog bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; davacı tarafın tutunduğu tespite esas tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi hükmü uyarınca haritasına göre yöntemince belirlenmeli, haritanın uygulanabilir olmaması halinde tapu kaydının sınırları ayrı ayrı okunmak suretiyle yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, sınırlar komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli, bu şekilde tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, taşınmazın sınırlarında değişebilir ve genişleyebilir sınır niteliğinde olan dere bulunması sebebiyle tapu kaydının miktarına itibar edilmesi gerektiği hususu dikkate alınmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye imkan verir ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim ettirilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın tapu kayıtları ve tescil krokisinin kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde ise yerel bilirkişiler ve tanıklara çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime hangi hukuki sebeple kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kök muris ve mirasçılar arasında satın alma, takas, bağış ve hibe gibi taşınmazın davacılara devri sonucunu doğuran hukuki işlemler bulunup bulunmadığı ve taşınmazın zilyetliğinin devredilip devredilmediği hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davacıların tereke adına değil kendi adlarına tescil istemiyle dava açtıkları hususu gözönüne alınarak aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, jeolog bilirkişisinden dava konusu taşınmazın sınırında dere bulunduğu göz önünde bulundurularak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, dere yatağı niteliğinde olup olmadığını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, ziraat bilirkişisinden taşınmazın önceki ve şimdiki, niteliğini, çekişmeli taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.