3. Hukuk Dairesi 2016/11278 E. , 2018/2847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun ... numaralı tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı kuruma ... Köyü sınırları dahilinde 60 dönümlük tarlasında kullanmak üzere tarımsal amaçlı abonelik işlemleri talepleri ile başvurduğunu ve tüm usuli işlemleri yerine getirdiğini, gerekli tesisatları da 05.05.2012 tarihinde satın aldığını, davalı kurum tarafından abonelik bekleyen tesisine kaçak elektrik tutanağı tanzim edildiğini, sulama sezonu olmadığı ve sayaç ile kuyu kullanılmadığı halde tesisi ile ilgili 15.06.2012 tarih ve 79831 sayılı kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağı tanzim edildiğini, borca itiraz etmesine rağmen kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmadan ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4946 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve ödeme emrinin muhtara tebliğ edilmesi sebebiyle borca itiraz edemediğini, kaçak elektrik kullanmadığını belirterek 59.163,90 TL"lik borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının abonesiz şekilde kaçak olarak elektrik tükettiğinin sabit olduğunu, hakkında usulüne uygun olarak tutanak tanzim edilerek tahakkuk yapıldığını, tahakkukun mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4946 esas sayılı dosyasındaki takiple ilgili olarak 15.274,22 TL asıl alacak, 351,31 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 15.625,53 TL borcu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; kaçak elektrik kullanımından kaynaklı borca yönelik borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin uygulanmasına ilişkin olarak 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Eldeki davada; uyuşmazlığın meydana geldiği 15.06.2012 tarihi itibariyle "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği" ile bu yönetmelik uyarınca alınan 622 sayılı karar hükümleri esas alınarak değerlendirme yapılması bir zorunluluktur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, anılan yönetmelik ve 622 sayılı karar hükümleri yerine, "Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği" hükümleri esas alınarak değerlendirme yapılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında konusunda uzman mühendis bir bilirkişiye verilerek, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedelin tutanak ve tahakkuk tarihinde yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması için rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, hükme esas alınan 09.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının ödemesi gereken kaçak elektrik enerjisi bedelinin 15.274,22 TL, yasal faizin ise 351,31 TL olduğu; bu itibarla davalının icra dosyası üzerinden talep edebileceği toplam bedelin 15.625,53 TL olduğu tespit edilmiş iken, mahkemece davacının 15.625,53 TL borcu olmadığının tespitine karar verilmesi de hatalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince taraflar yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak olmak üzere, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.