4. Hukuk Dairesi 2021/2681 E. , 2021/2809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 13.02.2018 tarih 2018/İHK-1072 sayılı kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda; 19.07.2010 tarihinde davacının oğlu ..."ın yolcu olduğu davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında ..."ın vefat ettiğini, ..."ın babasının da daha sonraki bir tarihte vefat ettiğini, davacının hem kendi adına hem de eşi adına destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiğini beyanla, 5000 TL kendisi için, 100 TL eşi için destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 56.132,8 TL"ye artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvuru sahibi ..."ın başvurusunun kısmen kabulü ile 54.152,93 TL"nin 22.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mirasçı sıfatıyla talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi üzerine itiraz hakem heyetince, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
a-Davacı vekili, davacının oğlunun meydana gelen kazada vefat ettiğini açıklayıp destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda desteğin ve davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, hakem heyetince bu rapor hükme esas alınmıştır.
Gerçek zarar miktarı; desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Bununla birlikte, gerçek zarar miktarı; hak sahibinin bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu"nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu"na göre belirlenerek ve pregresif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerekir.
b-Kabule göre de; davacı desteği Ediz kaza tarihinde 28 yaşında evli ve bir çocuklu olarak vefat etmiştir. Hükme esas alınan aktüer raporunda, desteğin geliri eşi, çocuğu ve davacı annesi arasında paylaştırılmış olup davacı annenin bakiye ömrü de rapor tarihine göre belirlenmiştir. Bu durumda hayatın olağan akışına ve Daire"nin yerleşik içtihatlarına göre; desteğin ileride 2. çocuk sahibi olacağı gözetilerek bir çocuk sahibi daha olacağı kabul edilmek suretiyle ve davacının olay tarihindeki yaşına göre bakiye ömrün belirlenmesi suretiyle paylarının belirlenmesi destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, 2-a bendinde bahsedilen hususlar da dikkate alınarak ek rapor alınması gözetilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile itiraz hakem heyetince anılan yöne ilişkin itirazların reddi doğru görülmemiştir.
3-Yine Kabule göre de; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5"i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2,a-b) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, dosyanın hakem kararını saklayan İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.