(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/27319 E. , 2020/1597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1992 yılında davalı ... nezdinde çalışmaya başladığını, 2015 yılının Ocak ayına kadar çalıştığını, davacının statüsünün işçi olduğunu, ancak, zabıta, çöpçülük, inşaat gibi hizmet bölümlerinde de çalıştırıldığını, davacının emekli olmak suretiyle işten ayrıldığını, buna rağmen kendisine yasal alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı gibi aynı anda emekliye ayrılan birçok personelin kıdem tazminatlarının imkanlar ölçüsünde ödenmeye başladığını, kısmi ödeme yapmak, taşınmaz vermek konusunda davacı ve arkadaşlarına teklifte bulunulduğunu, ancak davacı ve bir kısım arkadaşlarının tazminatların tamamının ödenmesi hususunda ısrarcı olmaları nedeniyle kısmi ödemeleri kabul etmediklerini, davanın haksız olduğunu beyanla reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31.maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Somut olayda davacı vekili, davacının hizmet süresi boyunca yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, yapılan değrlendirmede davacının toplam hizmet süresi olan 20 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, varılan bu sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Dosya içeriğinde yer alan ve davalı tarafça dosyaya sunulan 28.03.2014 tarihli “İşçilere Ait izin Belgesi” başlıklı belgede davacının 31.03.2014-05.04.2014 tarihleri arasında izin talep ettiği ve bakiye izin süresinin 65 gün olduğunun belirtildiği, belgenin davacı tarafından da imzalandığı anlaşılmaktadır. Ancak bu belge, mahkemece dikkate alınmadan, davacının yıllık izin ücreti alacağı, tüm hizmet süresi üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafından sunulan belgenin mahkemece davacıya gösterilerek anılan belgeye karşı beyanı alınıp, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) çerçevesinde sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.