1. Ceza Dairesi 2016/5985 E. , 2017/87 K.
"İçtihat Metni"İzmir Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ..."nın, idarenin izni olmaksızın yasak yerlere gitmek eyleminden dolayı 1 ay süre ile bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma disiplin cezası ile cezalandırıldığı gerekçesiyle Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-c maddesi uyarınca Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna iadesine dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 08/04/2016 tarihli ve 2016/757 sayılı Kararını müteakip, hükümlünün infaza konu ilâmının adli para cezasına ilişkin olduğu, hapse çevrili adli para cezalarının infazının doğrudan açık ceza infaz kurumunda infaz edildiği gerekçesiyle kapalıya iade kararının onaylanması talebinin reddine ilişkin İzmir 1. İnfaz Hâkimliğinin 03/05/2016 tarihli ve 2016/2737-2857 sayılı Kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/972 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak;
5275 sayılı Kanunun 14/4. maddesinde “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı (İptal ibare: Anayasa Mah. 09.04.2014 tarih ve 2014/26 E. ve 2014/78 K.) (...) olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur.” şeklinde düzenleme karşısında, açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken kınama disiplin cezası dışında, 1 ay süre ile bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma disiplin cezası alan hükümlünün, kapalı kurumdan açık ceza infaz kurumlarına nakledilen ya da doğrudan açık ceza infaz kurumlarına gönderilen hükümlü statüsünde bulunmasının kapalı ceza infaz kurumuna iadesi yönünden farklılık arz etmeyeceği, aksi yorumun kanun koyucunun öngörmediği bir ayrımın yorum yoluyla vazedilmesi sonucunu doğuracağı, daha sıkı infaz koşullarını haiz infaz kurumunda cezasının infaz edilmesinin infaz hukukunun amacı ve ruhuna uygun düşeceği cihetle, itirazın bu nedenle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 08/11/2016 gün ve 94660652-105-35-8365-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3 maddesindeki “ (Değişik fıkra:18.06.2014 - 6545 s.K./81.mad) hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir”,
Aynı Kanunun 14/4 maddesindeki; “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler”,
Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8. maddesindeki; “(1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerden; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar, c) Haklarında iyi hâl kararı verilse bile, 5275 sayılı Kanunun 44. maddesinde sayılan eylemlerden dolayı toplam üç kez hücreye koyma cezası alanlar, ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, 6. maddenin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri dışında kalanlar, d) Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle kalan cezası infaz edilmekte olanlar, e) Eğitimevleri hariç kapalı veya açık kurumlardan firar edenler, açık kurumlara ayrılamaz.”
Aynı Yönetmeliğin “Kapalıya iade" başlıklı 12/1. maddesindeki; (1) Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden;
a) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100. maddesine göre tutuklama kararı verilenler,
b) Firar edenler,
c) Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp disiplin cezası kesinleşenler,
ç) Bu Yönetmeliğin 5. maddesi gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler,
d) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar,
kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur. Kurum düzeni veya kişi güvenliğinin tehlike altında olması halinde asayiş ve düzeni sağlamak için hükümlünün disiplin cezasının kesinleşmesi beklenmeden tedbiren kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine kurum yönetim kurulu tarafından karar verilebilir.
(2) İnfaz edilen cezası dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine bu Yönetmeliğin 6. maddesinde belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit edilenler ile şartları tutmadığı halde açık kuruma ayrıldığı anlaşılanlar, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilir.
(3) Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması halinde hükümlü, o il sınırları içerisindeki kapalı kuruma Bakanlıktan izin alınmadan gönderilir.
Şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; gerek 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 14/4. maddesinde gerekse Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde özellikle vurgulanan “İade Edilir” sözcüğünün “kapalı ceza infaz kurumundan, açık ceza infaz kurumuna ayrılanları kapsamına alan bir sözcük olarak kabulünün mümkün olduğu, söz konusu maddelerin ödenmeyen adli cezasından çevrilmiş hapis cezasına hükümlü olan ve yasa gereği infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları da kapsadığına dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8. maddesinin kapalı kurumlarda cezasını infaz etmekte olan hükümlülerle ilgili bir düzenleme olduğu, ceza hukukunda; sanık aleyhine kıyasın yasak olmasının kanunilik ilkesinin doğal sonucu olduğu gibi 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklinde ki düzenlemenin, bir anlamda hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda kuşku bulunmadığından ceza hükmü olarak da kabul edilebilecek olan disiplin cezaları için de geçerli olacağının kabulü gerektiği anlaşılmakla;
Somut olayımızda kesinleşen ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken görevlilerin izni dışında görev yerini terk ettiği gerekçesiyle bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası ile cezalandırılan hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilebileceğine dair mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığından;
Dosya kapsamına göre İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/972 değişik iş sayılı Kararında isabetsizlik görülmediğinden, bu karara ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün kanun yararına bozma talebinin CMK"nun 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.