3. Hukuk Dairesi 2016/12316 E. , 2018/2976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, muris ... ..."ın ikinci eşi olduğunu, davalıların ise murisin ilk eşi ..."den olma çocukları olduğunu, murisin ... 1. Noterliği"nce düzenlenen 01/08/2002 tarih ve 11752 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile 3385 parsel sayılı taşınmazdaki tüm hak ve hisselerini kendisine vasiyet etiğini, bu taşınmazın murisin ilk eşi ... ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, ... ..."ın 1999 yılında vefatı ile muris ... ..."ın bu taşınmazın bu taşınmazın 1/4 payına sahip olması gerektiğini belirtarak dava konusu taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağman cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkemece, açılan tenfiz davasından önce vasiyetnamenin açılıp okunduğuna dair kararın kesinleşmediği ve vasiyetnamenin iptali ile ilgili hak düşürücü sürenin de geçmediği gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, murise ait resmi vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Bu tesbit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600).
Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır.
Somut olayda tenfizi istenen vasiyetnamenin, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 11/07/2012 tarih, 2012/739 esas, 2012/900 karar sayılı dosyası ile açılıp okunduğunun tespitine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın yalnızca ..."a tebliğe çıkarıldığı, diğer mirasçılar açısından taraf teşkilinin sağlanmadığı ve kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK"nun 115/2. maddesi Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” düzenlemesini içermektedir.
Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Mahkemece, davacı tarafa vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleştirilmesi için HMK"nun 115/2 maddesi gereğince süre verilmesi, bu hususun bekletici mesele yapılması ve sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince dahili davalı Hazine yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.