Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4937
Karar No: 2018/6728

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/4937 Esas 2018/6728 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/4937 E.  ,  2018/6728 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 19/07/2018 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili Av.... ve davacılar ..., ... ve ... vekili Av.... tarafından istenilmekle, tayin olunan 23/10/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av. ... ve davacılar ..., ... ve ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, 12/05/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., ... , ... köyü 28 (11500 m2), 36(5250 m2), 37(2070 m2) ve 39(4750 m2) parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1156 - 2006/121 E.K. sayılı kararıyla iptal edilerek ... niteliğinde Hazine adına tescillerine karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tapu iptal kararı tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş daha sonra 23/02/2016 tarihli harçlandırdığı dilekçesiyle dava değerini 2.511.383,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 2.511.383,00 TL tazminatın, tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/11/2016 gün ve 2016/5642 - 2016/10298 E.K. sayılı bozma kararı özetle; "1) İncelenen dosya kapsamına göre davacılar vekilinin, taşınmazın değerinin düşük belirlendiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
    2) Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, değerlendirme tarihi olan, tapu iptaline dair hükmün kesinleştiği 2007 yılı itibarıyla, dava konusu taşınmazların imar planında termal turizm alanı ve belediye hizmetlerinden faydalanan yer olması nedeniyle arsa olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak; arsa niteliğindeki taşınmazlara, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği emsal satışlara göre hesaplanacak değer üzerinden tazminat takdir edilmesi gerekirken, üzerinde otel varmış gibi, 5 yıldızlı otelin %50 doluluk oranında getireceği gelire göre değerlendirme yapılarak, somut emsalden %750 daha değerli kabul edilmesi doğru değildir. 2018/4937-6728 Bu nedenle; mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde, yakın zaman içinde satışı yapılan ve benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için taraflara imkan tanınmalı, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmeli, emsal taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili belediye başkanlığı emlak vergi dairesinden istenmeli ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Böylesine bir araştırma, inceleme yapılmadan varsayıma dayalı ifadelerle taşınmazlara değer biçen rapora göre hüküm kurulması isabetsizdir." şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; 2.509.773,6 TL tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm ve davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 08/05/2018 tarih, 2018/1549 – 3574 E.K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Yerel mahkemece yargılamanın sonuçlandırıldığı 28/12/2017 günlü son oturumda kararın “Davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 1.517.340,00 TL tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” biçiminde tefhim olunduğu; gerekçeli kararda ise,”Davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 2.509.773,6 TL tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olması, 10.04.1992 tarih 91/7-92/4 sayılı İBBGK kararına göre mutlak bozma nedenidir. Bu nedenle; yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabul kısmen reddine, 2509773,06 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından esasa yönelik olarak, davacı tarafından ise davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydı ... olduğu gerekçesiyle hükmen iptal edilen taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece Dairenin araştırmaya yönelik bozma ilamına uyularak karar verilmişse de bozma gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulmuştur.
    Şöyle ki bozma ilamında yeniden keşif yapılmak sureti ile hüküm kurulması gereğine değinildiği halde önceki bilirkişilerden alınan ek rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
    Ayrıca hükme esas alınan raporda emsal incelemesi yapılmak sureti ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmiş ise de; bilirkişilerce somut emsal olarak incelenen taşınmaza ilişkin resmi satış akit tablosundan satışın anne ile oğul arasında yapıldığı özel amaçlı satış olduğundan yanıltıcı sonuçlar doğurabileceği düşünülmemiş, emsal olarak incelenen taşınmaza ilişkin imar durumu, düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediği, dava konusu ve emsal taşınmazın değerlendirme tarihine ilişkin m2 emlak vergi değerleri araştırılmamış, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza göre %750 daha değerli olduğu belirtilmiş ise de; bunun nedeni ayrıntılı olarak açıklanmamış, mahkemece bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulmuştur.
    TMK’nın 1007. maddesine dayalı açılan davalarda taşınmazın değerini belirlemeye yönelik araştırmada Kamulaştırma Kanununda belirtilen hususlar dikkate alınacak olup, Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
    2018/4937-6728 Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazların, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik ineceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 23/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi