3. Hukuk Dairesi 2016/10612 E. , 2018/3027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 27.03.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av... geldi. Karşı taraf davacılar vekili Av... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davacılar tarafından davalı hesabına para yatırıldığının banka dekontları ile sabit olduğunu, davalı aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/504 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davacılar ile davalı borçlu arasında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalının uhdesinde bulunan takip konusu alacağı davacılara ödemesi gerektiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine takip miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı; davacılara borcunun bulunmadığını, icra takibine konu borç ödeme dekontlarında, davacı tarafın ödemeyi ... adına gönderdiklerini kabul ve beyan ettiklerini, bu nedenle davanın ..."e karşı açılması gerektiğiniden, husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, dekontlarda paranın gönderiliş nedenine ilişkin açıklama bulunmadığını, borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabulü gerektiğini,davacıların davalıya borç verdiklerini yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduklarınısavunarak davanın reddini dilemiş ve davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı tarafça söz konusu para havalelerinin ne için ve hangi alacağa istinaden yapıldığının ispat edilemediği, davacılar aleyhine sebepsiz zenginleştiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan asıl alacak miktarı olan 62.000,00 TL"nin %20"sine tekabül eden 12.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava ehliyeti, kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı (davacı veya davalı olarak)takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyetidir.
Taraf sıfatı(husumet), dava konusu subjektif hak(dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir.
Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Bir subjektif hakkı dava etme etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir dava da davacı olma sıfatı ( aktif husumet) da o hakkın sahibine aittir.
Somut olaya konu dekontlar incelendiğinde; davacı ... Kaya tarafından 04.11.2013 tarihinde ... ödemesi ... açıklamasıyla 30.000,00 TL, 21.11.2013 tarihinde ... adına ... açıklamasıyla 20.000,00 TL, havale yapıldığı; davacı ... tarafından 14.11.2013 tarihinde ... hesabına 2.000,00 TL ve 14.11.2013 tarihinde ... ödemesi -... açıklamasıyla 10.000,00 TL havale yapıldığı görülmüştür.
Davacı ... tarafından yapılan 04.11.2013 tarihli ve 21.11.2013 tarili ve davacı ... tarafından yapılan 14.11.2013 tarihli ve 10.000 TL tutarlı havale dekontlarının açıklama kısmında "... ödemesi", "... adına" ibareleri yer almaktadır. Bu durumda davacılar tarafından, davalı adına gönderilen söz konusu havalelerin ... adına gönderildiği, dava konusu havaleleri gönderen kişinin ... olduğu, davacıların söz konusu havaleler için dava açma ehliyeti bulunmadığından, husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) 6098 sayılı TBK"nun 555. ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havale eden, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Dava konusu havale dekontlarından davacı ... tarafından davalı hesabına yapılan 14.11.2013 tarihli ve 2.000 TL tutarlı havale dekontunda paranın gönderiliş nedeni ile ilgili bir açıklama yoktur. Davalı savunmalarında, davalının davacılara borçlu olmadığını, borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabulü gerektiğini ileri sürmüştür. Bu durumda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkemece, ispat yükünün davalıda olduğu değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.